باب: النفث في
الرقية.
39. RUKYE YAPARKEN ÜFLEME (NEFES ETME)
حدثنا خالد
بن مَخْلَد:
حدثنا
سليمان، عن
يحيى بن سعيد
قال: سمعت أبا
سلمة قال:
سمعت أبا قتادة
يقول:
سمعت
النبي صلى
الله عليه
وسلم يقول:
(الرؤيا من
الله، والحلم من
الشيطان،
فإذا رأى
أحدكم شيئاً
يكرهه فلينفث
حين يستيقظ
ثلاث مرات،
ويتعوَّذ من
شرها، فإنها
لا تضره). وقال
أبو سلمة: وإن
كنت لأرى الرؤيا
أثقل علي من
الجبل، فما هو
إلا أن سمعت هذا
الحديث فما
أباليها.
[-5747-] Ebu Seleme'den rivayete göre Ebu Katade şöyle
demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken dinledim:
Rüya Allah'tandır. Hulm ise şeytandandır. Sizden herhangi bir
kimse hoşuna gitmeyen bir şey görecek olursa uyandığı vakit üç defa tükürür
gibi üflesin, o rGyanın şen'inden Allah'a sığınsın. Şüphesiz o takdirde ona
zararı olmaz."
Ebu Seleme dedi ki: Ben hiç şüphesiz bana dağdan daha ağır gelen
bir rüya görürdüm. Bu hadisi duyduktan sonra artık bu gibi rüyalara aldırmaz
oldum.
حدثنا عبد
العزيز بن عبد
الله الأويسي:
حدثنا سليمان،
عن يونس، عن
ابن شهاب، عن
عروة بن
الزبير، عن
عائشة رضي
الله عنها
قالت:
كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إذا أوى
إلى فراشه،
نفث في كفيه
بـ {قل هو الله
أحد} وبالمعوِّذتين
جميعاً، ثم
يمسح بهما
وجهه، وما بلغت
يداه من جسده،
قالت عائشة:
فلما اشتكى
كان يأمرني أن
أفعل ذلك به.
قال يونس: كنت
أرى ابن شهاب
يصنع ذلك إذا أتى
إلى فراشه.
[-5748-] Aişe r.anha'dan, dedi ki: "Rasulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem yatağına çekildiği vakit kulhuvallahu ehad ile
el-Muavvizeteyn'i hep birlikte okuyup avuçlarına üfler,sonra da ellerini yüzüne
ve bedeninin ulaştığı yerlerine kadar sürel'di.
Aişe dedi ki: Rahatsızlandığı vakit bunu benim yapmamı emir
ederdi."
حدثنا موسى
بن إسماعيل:
حدثنا أبو
عوانة، عن أبي
بشر، عن أبي
المتوكل، عن
أبي سعيد:
أن
رهطاً من
أصحاب رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
انطلقوا في
سفرة
سافروها، حتى
نزلوا بحي من
أحياء العرب،
فاستضافوهم
فأبوا أن
يضيِّفوهم،
فلُدغ سيد ذلك
الحي، فسعوا
له بكل شيء لا
ينفعه شيء،
فقال بعضهم:
لو أتيتم
هؤلاء الرهط الذين
قد نزلوا بكم،
لعله أن يكون
عند بعضهم شيء،
فأتوهم
فقالوا: يا
أيها الرهط،
إن سيدنا
لُدغ، فسعينا
له بكل شيء لا
ينفعه شيء،
فهل عند أحد
منكم شيء؟
فقال بعضهم:
نعم، والله
إني لراق،
ولكن والله
لقد
استضفناكم
فلم تضيِّفونا،
فما أنا براق
لكم حتى
تجعلوا لنا
جُعْلاً،
فصالحوهم على
قطيع من
الغنم،
فانطلق فجعل يتفل
ويقرأ: {الحمد
لله رب
العالمين}.
حتى لكأنما
نشط من
عِقَال،
فانطلق يمشي
ما به قَلَبَةٌ،
قال: فأوفوهم
جعلهم الذي
صالحوهم عليه،
فقال بعضهم:
اقسموا، فقال
الذي رقى: لا
تفعلوا حتى
نأتي رسول
الله صلى الله
عليه وسلم فنذكر
له الذي كان،
فننظر ما
يأمرنا،
فقدموا على
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فذكروا له،
فقال: (وما
يدريك أنها
رقية؟ أصبتم،
اقسموا
واضربوا لي
معكم بسهم).
[-5749-] Ebu Said'den rivayete göre; "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabından askeri bir birlik, gitmeleri
emrolunan bir sefere çıkıp yola koyuldular. Nihayet Arap kabilelerinden bir
kabilenin yakınında bir yerde konakladılar. Onlardan kendilerini misafir olarak
ağırlamalarını istediler. Ancak onlar kendilerini ağırlamayı kabul etmediler. O
kabilenin efendisi zehirli bir hayvan tarafından sokuldu. Onu tedavi etmek için
her şeyi yaptılar. Fakat hiçbir şeyin ona faydası olmadı. Onlardan birisi: Şu
sizin yakınınızda konaklayan bu kimselere gitseniz, belki onlardan birisinin
yanında yarayacak bir şey vardır, dedi.
Yanlarına gelerek: Ey birlik, şüphesiz zehirli bir hayvan bizim
efendimizi soktu. Yapabileceğimiz her şeyi yaptık ve hiçbir şeyona fayda
vermedi. Sizden herhangi birinizin yanında bir şey var mı, diye sordu.
Aralarından birisi: Evet, Allah'a yemin ederim, ben rukye yapan
birisiyim.
Fakat Allah'a yemin ederim biz sizden bizi ağırlamanızı
istediğimiz halde sizbizi ağırlamadınız. Bu sebeple sizler bize belli bir ücret
tespit etmedikçe ben rukye yapmam, dedi.
Onlara bir sürü koyun vermek üzere anlaştılar. O adam gitti.
"Elhamdulillahi Rabbi'l-alemın"i okuyup üf1emeye başladı. Nihayet
adam bir bukağıdan kurtulmuş gibi rahat/adı ve herhangi bir acısı olmaksızın
yürümeye koyuldu.
Ebu Said dedi ki: Onlarla anlaştıkları ücret/erini eksiksiz
verdiler. Birileri:
Bunu paylaştırın, dedi. Ancak rukye yapan kişi: Hayır, Rasulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gidip ona olanı biteni anlatıncaya ve bize ne
emir vereceğini görünceye kadar yapmayınız, dedi.
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına vardılar ve ona
olanı anlattılar. O da:
Onun (Fatiha suresinin) bir rukye olduğunu nereden bildin? İsabet
ettiniz. Sürüyü paylaştırınız ve bana da sizinle birlikte pay ayırınız,
buyurdu."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
Bu başlıkta yer alan üçüncü hadis olan Ebu Said el-Hudri
radıya1lahu anh'nin rivayet ettiği hadiste, zehirli hayvanın sokup da
Fatihatu'l-Kitab ile rukye yapılanın kıssası zikredilmektedir. Hadise dair
yeterli açıklamalar dahaönce İcare bölümünde (2276.hadiste) geçmiş
bulunmaktadır. Az önce de buna işarette bulunulmuş idi. Bu rivayette
"okuyup üflemeye başladı" denilmektedir. Daha önce de nefs (üfleme)
in tefil (tükÜrmek)den daha aşağı mertebede olduğunu söylemiş idim. Tefil, caiz
olduğuna göre nefs'in de öncelikle caiz olması gerekir.
Yine bu rivayette "herhangi bir ağrısı kalmaksızın"
ibaresi de bulunmaktadır ki, yatakta hareket etmesine sebep olan bir ağrısı
kalmadı, demektir.
باب: مسح
الراقي الوجع
بيده اليمنى.
40. RUKYE YAPAN KİMSENİN SAĞ ELİYLE AĞRIYI SIVAZLAMASI
حدثني عبد
الله بن أبي
شيبة: حدثنا
يحيى، عن سفيان،
عن الأعمش، عن
مسلم، عن
مسروق، عن
عائشة رضي
الله عنها
قالت:
كان
النبي صلى
الله عليه
وسلم يعوِّذ
بعضهم، يمسحه
بيمينه: (أذهب
الباس رب
الناس، واشف
أنت الشافي،
لا شفاء إلا
شفاؤك، شفاء
لا يغادر سقماً).
فذكرته
لمنصور
فحدثني، عن
إبراهيم، عن مسروق،
عن عائشة
بنحوه.
[-5750-] Aişe r.anha'dan rivayete göre, "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlardan herhangi birisine şu sığındırma duasını
yapaı: ve onun bedenini sağ eliyle sıvazlardı:
Hastalığı gider, ey insanların Rabbil Şifa ver, Şafı (şifa veren)
sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Geriye hiçbir hastalık bırakmayan bir
şifa ver."