باب: التسليم
على الصبيان.
15. ÇOCUKLARA SELAM VERMEK
حدثنا علي بن
الجعد: أخبرنا
شُعبة، عن
سيار، عن ثابت
البناني، عن
أنس بن مالك
رضي الله عنه:
أنه
مر على صبيان
فسلم عليهم،
وقال: كان
النبي صلى
الله عليه
وسلم يفعله.
[-6247-] Enes İbn Malik r.a.'dan rivayete göre o, bir
sefer çocukların yanından geçerken onlara selam vermiş ve:
"Bunu Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yapardı"
demiştir.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Çocuklara selam vermek" Buhari bu başlık ile, selamı
almak farzdır. Çocuk ise farz olan bir ameli işlemek ehliyetine sahip değildir,
gerekçesi ile çocuklara selamın meşru olmadığını söyleyenlerin kanaatlerini
reddetmek istemiş gibidir.
İbn Battal dedi ki: Çocuklara selam verilerek şeriatın öngördüğü
adaba alışmaları sağlanır. Ayrıca bu yolla büyük kimseler büyüklük elbisesini
sıyırıp atar, alçak gönüllülükle ve yumuşaklıkla muameleye yönelmiş olurlar.
Ebu Said el-Mütevelli, et-Tetimme adlı eserinde şunları
söylemektedir: Bir kimse çocuğa selam verse, çocuğun o selamı alması vacip
değildir. Çünkü küçük çocuk farzı işlemek ehliyetine sahip değildir, ama küçük
çocuğun velisinin, bu hususta eğitilmesi için selamı almasını emretmesi
gerekir. Eğer aralarında çocuğun da bulunduğu bir topluluğa selam verilir de çocuk
da tek başına selamı alırsa, farz yaşça büyüklerin üzerinden düşmüş olmaz.
باب: تسليم
الرجال على
النساء،
والنساء على الرجال.
16. ERKEKLERİN KADINLARA VE KADINLARIN ERKEKLERE SELAM VERMESİ
حدثنا عبد
الله بن
مسلمة: حدثنا
ابن أبي حازم،
عن أبيه، عن
سهل قال:
كنا
نفرح يوم
الجمعة، قلت:
ولم؟ قال:
كانت لنا عجوز،
ترسل إلى
بضاعة - قال
ابن مسلمة:
نخل بالمدينة
- فتأخذ من
أصول السلق،
فتطرحه في
قدر، وتكركر
حبات من شعير،
فإذا صلينا
الجمعة انصرفنا،
ونسلم عليها
فتقدمه
إلينا، فنفرح
من أجله، وما
كنا نقيل ولا
نتغدى إلا بعد
الجمعة.
[-6248-] (Ebu Hazim'den o) Sehl'den dedi ki:
"Cuma gününün gelmesine sevinirdik. Ben Sehl'e: Neden, diye
sordum.
O şöyle dedi: Bizim yaşlıca bir ninemiz vardı. -Medine'de bir
hurmalık olanBudaa'ya birisini gönderir ve kırmızı pancar köklerini alır,
onları bir tencereye koyar, onlarla bir miktar arpa taneleri de öğütürdü. Biz
de Cuma namazını kılıp ayrıldıktan sonra gider ona selam verirdik. O da bizlere
o yemeği takdim ederdi. Bundan dolayı çokça sevinirdik. Biz ancak Cuma namazını
kıldıktan sonra öğle uykusunu uyur, öğle yemeğini yerdik."
حدثنا ابن
قاتل: أخبرنا
عبد الله:
أخبرنا معمر،
عن الزُهري،
عن أبي سلمة
بن عبد
الرحمن، عن عائشة
رضي الله عنها
قالت:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (يا
عائشة هذا
جبريل يقرأ
عليك السلام).
قالت: قلت:
وعليه السلام
ورحمة الله،
ترى ما لا
نرى، تريد
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم.
تابعه شعيب.
وقال يونس
والنعمان، عن
الزُهري: وبركاته.
[-6249-] Aişe r.anha'dan dedi ki: "Rasulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Ey Aişe! İşte Cibril, sana selam söylüyor, buyurdu.
Aişe dedi ki: Ben de: Ve aleyhisselam ve rahmetullah. Sen bizim
görmediğimizi görüyorsun dedim"
Bununla Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i kastediyordu.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Erkeklerin kadınlara, kadınların erkeklere selam
vermesi." Bunun caiz olması fitneden yana emin olunması halindedir. Buhari
bu başlıkta her ikisinden de caiz olduğu anlaşılan iki hadis zikretmektedir. Bu
hususta Buhari'nin şartına uygun olmayan bir başka hadis varid olmuştur. O da
Yezid kızı Esma'nın rivayet ettiği şu hadistir: Ben beraberimde başka kadınlar
da varken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanımızdan geçti ve bize selam
verdi." Tirmizi hasen olduğunu söylemiştir.
el-Halim! dedi ki: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem günahtan
korunmuş olduğundan ötürü fitneye düşmekten yana emin idi. Kendisinin esenlikte
kalacağına güvenen bir kimse selam versin. Aksi takdirde susmak daha uygundur.
"İbn Mesleme
Medine'de bir hurmalık olduğunu söylemiştir." Bu sözleriyle Budaa'nın
Medine'de bir hurmalık olduğunu açıklamış olmaktadır. Hurmalıktan maksad da
bahçedir. Bundan dolayı oradan kırmızı pancar kökleri getiriliyordu. Cuma
bölümünde buranın adı geçen kadına ait bir bahçe olduğu geçmiş bulunmaktadır.
"Ey Aişe, işte Cibril sana selam söylüyor." İbn
Battal, el-Mühelleb'den dedi ki: Erkeklerin kadınlara, kadınların da erkeklere
selam vermeleri fitneden yana emin olunması halinde caizdir. Maliki alimleri
ise kötülüğe giden yolu kapatmak için genç kadın ile yaşlı kadın arasında fark
gözetmişlerdir. Rabia, mutlak olarak kadına selam verilmesini kabul etmezdi.
KCıfeliler der ki: Kadınların erkeklere selam vermeleri meşru değildir. Çünkü
kadınlara ezan okumaları, kamet getirmeleri, açıktan yüksek sesle Kur'an
okumaları yasaktır. Derler ki: Ancak mahrem müstesnadır. Kadının mahremine
selam vermesi caizdir.
el-Mühelleb dedi ki: Malik'in delili, bu başlıkta yer alan
Sehl'in hadisidir.
Çünkü o yaşlı kadını ziyaret eden ve kendisinin de onlara yemek
ikram ettiği erkekler, kadının mahremlerinden değil idiler.