SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’R-RİKAK

<< 2097 >>

باب: (ومن يتوكل على الله فهو حسبه) /الطلاق: 3/.

21. ALLAHU TEALA'NIN "KİM ALLAH'A TEVEKKÜL EDERSE O, ONA YETER" SÖZÜ(Talak 3)

 

وقال الربيع بن خثيم: من كل ما ضاق على الناس.

er-Rebi İbn Huseym bu ayeti, "İnsanlar üzerine sıkışıklık yapan her şeyden Allah'a tevekkül ederse o, ona yeter" şeklinde açıklamıştır.

 

حدثني إسحق: حدثنا روح بن عبادة: حدثنا شعبة قال: سمعت حصين بن عبد الرحمن قال: كنت قاعداً عند سعيد بن جبير فقال: عن ابن عباس:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (يدخل الجنة من أمتي سبعون ألفاً بغير حساب، هم الذين لا يسترقون، ولا يتطيرون، وعلى ربهم يتوكلون).

 

[-6472-] İbn Abbas şöyle anlatmıştır: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Ümmetimden yetmiş bin kişi hesaba çekilmeden cennete girer, onlar efsun yapmazlar. (Herhangi bir şeyde) uğursuzluk olduğuna inanmazlar ve her hususta Rablerine güvenip dayanırlar" buyurmuştur.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Kim Allah'a tevekkül ederse o, ona yeter." Buradaki tevekkülden maksat "Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı Allah'ın üzerinedir"(Hud 6) ayetinin delalet ettiği şeye inanmak demektir. Yoksa bundan maksat, sebebe sarılmayı ve mahlukattan gelen şeylere dayanmayı terk etmek demek değildir. Çünkü bu insanı bazen düşündüğü tevekkülün zlttına götürebilir.

 

Ahmed İbn Hanbel'e evinde veya mescidde oturan ve "Hiçbir şey yapmam ve rızkım bana gelir" diyen adamın durumu soruldu. Ahmed İbn Hanbel "Bu, ilmi bilmeyen bir adamdır" dedikten sonra şöyle devam etmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Allah rızkımı mızrağımın gölgesi altında yaratmıştır. " "Sizler Allah'a hakkıyla tevekkül etseydiniz sabahleyin boş karınlarla gidip, akşamleyin dolu karınla geri dönen kuşları rızıklandırdığı gibi sizleri de rızıklandırırdı" (Tirmizı ve İbn Mace, Zühd) demiştir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu hadisinde kuşların rızık peşinde sabahleyin gidip, akşamleyin döndüklerinden bahsetmektedir. Ahmed İbn Hanbel şöyle der: Sahabiler ticaretle meşguloluyorlar, hurmalıklarında çalışıyorlardı. Bizim örneğimiz onlardır.