SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 90 >>

DEVAM: 43. Abdesti Sıkışık Kişi Bu Halde Namaz Kılabilir Mi?

 

83 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا ابْنُ عَيَّاشٍ عَنْ حَبِيبِ بْنِ صَالِحٍ عَنْ يَزِيدَ بْنِ شُرَيْحٍ الْحَضْرَمِيِّ عَنْ أَبِي حَيٍّ الْمُؤَذِّنِ عَنْ ثَوْبَانَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ثَلَاثٌ لَا يَحِلُّ لِأَحَدٍ أَنْ يَفْعَلَهُنَّ لَا يَؤُمُّ رَجُلٌ قَوْمًا فَيَخُصُّ نَفْسَهُ بِالدُّعَاءِ دُونَهُمْ فَإِنْ فَعَلَ فَقَدْ خَانَهُمْ وَلَا يَنْظُرُ فِي قَعْرِ بَيْتٍ قَبْلَ أَنْ يَسْتَأْذِنَ فَإِنْ فَعَلَ فَقَدْ دَخَلَ وَلَا يُصَلِّي وَهُوَ حَقِنٌ حَتَّى يَتَخَفَّفَ

 

Sevban (radiyallahu anh)'ın rivayet ettiğine göre; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Yapılması hiç kimseye helal olmayan üç şey vardır: Bir topluluğa imam olan kimse sadece kendisi için dua edip de onlara dua etmemezlik yapmasın. O takdirde o topluma ihanet etmiş olur. Kişi izin almaksızın bir evin içine bakamaz, eğer bakarsa o eve (izinsiz) girmiş gibi olur. Kişi yükünü hafifletmedikçe sıkışmış olduğu halde namaz kılamaz."

 

 

Diğer tahric: Tirmizi, Salat; İbn Mace, ikame

 

AÇIKLAMA:     İslamda cemaatle namaz kılmanın temelinde birlik olmak vardır. Bu şekilde cemaata imam olan kişinin, cemaati ayırarak enaniyet duyguları içerisinde yalnız kendisine dua edemeyeceği aksi halde cemaatle kılınan namazın gayesine ters düşeceği aşikardır. Bunun için bir kimsenin bir topluluğa imam olup da cemaati yaptığı duaların dışında bırakması hadis-i şerife göre uygun değildir. Ancak bu durum açıktan yapılan dualarda söz konusudur. Yoksa gizli yapılan dualarda söz konusu değildir. Çünkü açıktan yapılan dualarda cemaat imamın sesine, gizli yapılan dualarda da kalbinin sesine kulak vermekle memurdur. Nitekim Resul-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz namaza başlarken kendisi için şöyle dua etmiştir:

 

"Ey Allah'ım hatalarımı benden doğu ile batı arasındaki mesafe kadar uzak kıl. Ey Allahım beyaz elbisenin kirli paslı (elbise) den ayıklandığı gibi beni de günahlarımdan temizle. Ey Allah'ım beni kar, su ve dolu ile yıka" [ Buhari, ezan; daavat; Müslim, mesacid; zikr; Ebu Davud, salat;Tirmizî, daavat; Nesaî, tahare, iftitah; İbn Mace, ikame, dua; Darimî salat; Ahmed b. Hanbel ]

 

Rüku ile secdede yaptığı duası ile iki secde arasında yaptığı duası ve namazın sonunda yaptığı duaları buna örnek gösterilebilir.

 

Bazıları bu mevzuda çeşitli görüşler ileri sürmüşlerse de işin esası şudur: İmanın bütün müslümanları kapsaması gereken duası açıktan yaptığı duadır. Bir de imamı hain duruma düşüren dua, bedevi arabın "Ey Allahım bana, bir.de Muhammed'e (s.a.v.) merhamet et, bizimle birlikte başkasına merhamet etme!" duasına benzeyenlerdir, Duaların bütün mu'minleri kapsar mahiyette olması duanın adabındandır.

 

Burada imam'ın zikredilişi, bu görevin sadece imama ait olduğundan değildir. Belki umumiyetle toplu dualarda imamın bulunuşundandır. Yoksa cemaat  de  namazdan sonraki dualarında  mu'min kardeşlerini duada unutmamalıdır. Her ne kadar gizli yapılan dualarda sadece kendisine dua etmesi caizse de, namazların toplu halde kılınışının hikmeti, elde edilen feyz ve bereketin dualar vasıtasıyla mu'min kardeşlere de taşmasıdır.

 

Hadis-i şerifte üzerinde durulan diğer mühim bir mesele de içeri girmek için izin verilmeden kapı aralarından veya benzeri yerlerden evin içine göz atmaktır. Bu davranış hüküm bakımından aynen izinsiz bir eve girip mü'minlerin mahrem işlerine, araştırılması haram olan sırlarına muttali olmak gibidir. Aslında izin istemekden maksat, bu yasaktan sakınmaktır. Bu nedenle bu yasağı işleyen kimse de mu'min kardeşinin namusuna saygısızlık ve ihanet etmiş olur.

 

Hadis-i şerifte üzerinde durulan üçüncü husus da sıkışık abdestle namaz kılmanın doğru olmayışıdır. Bilindiği gibi namaz kılan kimse münacat halindedir. Allah Teala'ya yakındır. Eğer namazı sıkışmış halde kılarsa, bu sıkışıklık kendisini namazda hissedilecek huşudan mahrum edeceği için nefsine ihanet etmiş olur.

 

Evlere girmek için izin istemenin namazla beraber zikredilmesinin hikmeti, kul hakkıyla Allah hakkının birlikte hatırlatılmasıdır.

 

Bir kimse kul hakkına dikkat ederse, Allah'ın hakkına kesinlikle Rikkat edeceğinden burada kul hakkıyla ilgili olan izin isteme mevzuu özellikle zikredilmiştir.

 

Hanefi ulemasından Ayni'nin açıklamasına göre bu hadis-i şerifte geçen üç yasaktan birincisinin hükmü, tenzihen mekruh, ikincisinin hükmü tahrimen mekruhtur. Üçüncü yasak ise, insanlara Nebi (s.a.v.)in şefkat ve merhametindendir. Buna şefkat yasağı denilir. Çünkü insan namazı sıkışıkken kılsa namazı sahihtir, ama o kişi nefsine zulmetmiştir. Nitekim 88 ve 89 numaralı hadislerin şerhinde bu konuyu açıklamıştık. "Bu işlerden birini yapmak helal olmaz" sözü, bu üç işten şiddetle sakınmanın lüzumunu ifade eder.