DEVAM: 68. Öpmeden
Dolayı Abdest Gerekir Mi?
153
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
وَكِيعٌ
حَدَّثَنَا
الْأَعْمَشُ
عَنْ حَبِيبٍ
عَنْ
عُرْوَةَ
عَنْ عَائِشَةَ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَبَّلَ امْرَأَةً
مِنْ
نِسَائِهِ
ثُمَّ خَرَجَ
إِلَى
الصَّلَاةِ
وَلَمْ
يَتَوَضَّأْ
قَالَ عُرْوَةُ
مَنْ هِيَ
إِلَّا
أَنْتِ
فَضَحِكَتْ قَالَ
أَبُو دَاوُد
هَكَذَا
رَوَاهُ
زَائِدَةُ
وَعَبْدُ
الْحَمِيدِ
الْحِمَّانِيُّ
عَنْ
سُلَيْمَانَ
الْأَعْمَشِ
Aişe (r.anha)'dan,
demiştir ki: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hanımlarından
birini öptü ve sonra abdest almadan namaza çıktı."
Urve diyor (ki)
Aişe'(r.anha)'ya "O (eşi) senden başkası değildir”dedim. (O da) güldü.
Ebu Davud dedi ki: Bu
hadisi aynı zamanda Zaide ve Abdülhamid el-Himmani, Süleyman el-A'meş'ten
rivayet etmişlerdir.
Diğer tahric: Nesai,
tahare; Tirmizi, tahare. İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
AÇIKLAMA: Kur’an-ı Kerim'de geçen, insanın bildiği ilahi
emir ve hakikatleri saklamamasını emreden, bu mevzuda üzerine düşen görevi
yapmamayı en büyük zulüm olarak nitelendiren
"Yanında Allah'dan (gelen) bir şahitligi saklayandan daha zalim kim
vardır?"[Bakara 140] gibi ayet-i kerimeler müslümanları, her devirde
bildiği dini hakikatleri, hiçbir fedakarlıktan çekinmeden şahsi bir gurura
kapılmadan ve etrafın ayıplamasından sakınmadan söylemeye ve yapmaya
sevketmiştir. Gerçeği Öğrenmek noktasında da müslümanlar aynı hassasiyet ve
heyecanı taşımışlardır, tşte Hadiste Hz. Urve'nm Teyzesine meseleyi inceden
inceye sormasında hakim olan duygularda bunlardır. Hz. Urve bu sorusuyla
abdestin bozulup bozulmamasıyla çok yakından ilgili bir meseleyi bizzat Hz.
Aişe'ye sorarak bu mesele hakkında duyduğu haberin aslını öğrenmek istemiştir.
Hz.
Aişe'nin gülmesi ise, yeğeni Urve'nin sorusuna cevap mahiyetinde bir ikrardır.
Çünkü, böyle dini bir mesele ile ilgili bir soru karşısında gülmek soranın
sözünü tasdik ve ikrar anlamına geldiği gibi aynı zamanda'' Rasulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)'ın eşi olduğunu başkasından duyması karşısında
hissettiği sevinç ve memnuniyyetinde bir ifadesidir. Şu durum, düşünen ve insaf
sahibi kişiler için Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)'in bütün
hayatının yatak odasına varıncaya kadar dikkatle incelendiği ve hiçbir gizli
tarafı kalmadığı halde, hayatında en küçük bir kusur veya nefret uyandıracak
bir duruma rastlanamaması onun iffetinin ve insanlığın semasında bir dolunay
gibi parladığının en büyük delillerinden biridir. Halbuki başka insanların özel
hayatları incelendiği zaman tarihte isim yapmış pek çok kişilerin bile ne denli
iğrenç yanlarının ortaya çıkacağı tarihçi ve bu tür konuların takipçilerinin
bildiği bir şeydir.