بَاب
إِذَا خَافَ
الْجُنُبُ
الْبَرْدَ
أَيَتَيَمَّمُ
124. Soğuktan Korktuğu
Zaman Cünub Kişi Teyemmüm Edebilir Mi?
حَدَّثَنَا
ابْنُ
الْمُثَنَّى
أَخْبَرَنَا
وَهْبُ بْنُ
جَرِيرٍ
أَخْبَرَنَا
أَبِي قَالَ
سَمِعْتُ
يَحْيَى بْنَ
أَيُّوبَ
يُحَدِّثُ
عَنْ يَزِيدَ
بْنِ أَبِي
حَبِيبٍ عَنْ عِمْرَانَ
بْنِ أَبِي
أَنَسٍ عَنْ
عَبْدِ الرَّحْمَنِ
بْنِ
جُبَيْرٍ
الْمِصْرِيِّ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
الْعَاصِ
قَالَ
احْتَلَمْتُ
فِي لَيْلَةٍ
بَارِدَةٍ
فِي غَزْوَةِ
ذَاتِ
السُّلَاسِلِ
فَأَشْفَقْتُ
إِنْ
اغْتَسَلْتُ
أَنْ أَهْلِكَ
فَتَيَمَّمْتُ
ثُمَّ
صَلَّيْتُ بِأَصْحَابِي
الصُّبْحَ
فَذَكَرُوا
ذَلِكَ
لِلنَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
فَقَالَ يَا
عَمْرُو
صَلَّيْتَ بِأَصْحَابِكَ
وَأَنْتَ
جُنُبٌ
فَأَخْبَرْتُهُ
بِالَّذِي
مَنَعَنِي
مِنْ
الِاغْتِسَالِ
وَقُلْتُ
إِنِّي سَمِعْتُ
اللَّهَ
يَقُولُ
وَلَا
تَقْتُلُوا
أَنْفُسَكُمْ
إِنَّ
اللَّهَ
كَانَ بِكُمْ
رَحِيمًا
فَضَحِكَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَلَمْ يَقُلْ
شَيْئًا
قَالَ أَبُو
دَاوُد
عَبْدُ الرَّحْمَنِ
بْنُ جُبَيْرٍ
مِصْرِيٌّ
مَوْلَى
خَارِجَةَ
بْنِ
حُذَافَةَ
وَلَيْسَ
هُوَ ابْنُ
جُبَيْرِ بْنِ
نُفَيْرٍ
Amr bin el-As (r.a.)den
demiştir ki; "Zatü's-selasil gazvesinde iken soğuk bir gecede ihtilam
oldum. Gusledersem helak olacağımdan korkup teyemmüm ettim ve arkadaşlarıma
(orduya) sabah namazını kıldırdım. (Medine'ye döndükten sonra) bunu Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e haber verdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Ya Amr, sen ashabına cünup olarak mı, namaz kıldırdın? diye
sordu.
Beni yıkanmaktan
alıkoyan şeyi haber vererek şöyle dedim; Ben Allah'ın şöyle buyurduğunu
işittim: “Kendi kendinizi öldürmeyiniz, muhakkak Allah size karşı
merhametlidir."[Nisa 29] Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) güldü, hiç bir şey demedi.
Ebu Davud dedi ki;
Abdurrahman bin Cubeyr Mısırlı'dır, Harice bin Huzafe'nin azathsıdır. Cubeyr
bin Nufeyr değildir.
Diğer tahric: Biraz
değişik şekli için bk. Buharî, teyemmüm
AÇIKLAMA: Zatü’s-selasil gazvesi hicri 8. senede
yapılmıştır. Müşrikler, içlerinden bazılarının korkarak kaçmalarından
çekindikleri için birbirlerine zincirlerle bağlanmışlardı. Bu yüzden bu isimle
anılmaktadır. Bu isim hakkında başka görüşler varsa da meşhur olanı budur. Bu
gazve hakkında kısaca şu bilgileri yazalım:
Kuzaa
Kabilesinden bir gurup toplanarak Medine civarına yaklaşmak isdediler.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Amr bin As'ı çağırarak üç yüz kişi ile
düşmana karşı gönderdi. Amr, onlara yaklaşınca çok kalabalık olduklarını
öğrendi ve Hz. Peygamber'den yardım istedi. Efendimiz de içlerinde Hz. Ebu
Bekir ve Hz. Ömer de bulunan iki yüz kişilik bir kuvvetle Ebu Ubeyde'yi
gönderdi. Müslümanlar, düşmana şiddetli bir hamle yaptılar. Onlar da korkarak
dağıldılar.
Hadisten
anlaşıldığına göre, soğuğun zarar vermesinden korkulduğu takdirde gusül yerine
teyemmüm caizdir. Çünkü Peygamber Efendimiz Amr bin As'ın gusletmeyip teyemmüm
etmesinin sebebini öğrenince ona karşı çıkmamış, bilakis gülerek mukabelede
bulunmuştur. İbn Reslan, tebessüm ve gülmenin ikrar yönünden sükuttan daha
kuvvetli olduğunu söyler. Ancak soğuktan korkan kimsenin gusül yerine teyemmüm
edip edemeyeceği ulema arasında ihtilaflıdır.
Ata
bin Ebi Rebah ve Hasen el-Basri'ye göre Ölecek de olsa, bu durumda teyemmüm
caiz değildir, gusletmesi gerekir. Süfyan es-Sevri ve İmam Malik soğuğu
hastalık mesabesinde tutarak mutlak manada teyemmümü caiz görmüşlerdir. İmam
Ebu Hanife bu durumda teyemmümü hazarda bile caiz görürken, Ebu Yusuf ve
Muhammed hazar halinde caiz görmemişler; cevazı seferle kayıtlamışlardır.
İmam
Şafii'ye göre yıkandığı takdirde helak olacağından korkan kimse teyemmüm ederek
namazını kılar, fakat sonradan bu şekilde kıldığı namazlarını kaza eder. Bu
konuda İbn Reslan da şöyle der: "Suyu ısıtmaya veya hatta onu, zarar
vermeyecek şekilde kullanmaya imkan bulan kimse teyemmüm edemez. Mesela
Uzuvlarını teker teker yıkayıp örtmeye böylece soğuktan korunmaya muktedir olan
kimse gusletmelidir. Ama buna imkan bulamazsa teyemmüm edebilir. Ulemanın
çoğunuluğunun görüşü bu merkezdedir."
Bu
durumda teyemmümü caiz görenler hükmen, suyu yok kabul etmişlerdir.Hanefilere
göre sudan bir mil (1855m) uzakta olan kimse de hükmen suya sahip değildir.
Teyemmüm edebilir. Yine aynı şekilde suya gittiği takdirde kendisine veya
malına (İmam Ebu Hanife'ye göre bir dirhem, Malik'e göre temizleneceği suyun
parası kadar bile olsa) zarar geleceğinden korkan kimseye göre de su hükmen yok
sayılır, teyemmüm edebilir.