DEVAM: 25. Misvak
Kullanmak
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عَوْفٍ
الطَّائِيُّ
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ خَالِدٍ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
إِسْحَقَ
عَنْ مُحَمَّدِ
بْنِ يَحْيَى
بْنِ
حَبَّانَ
عَنْ عَبْدِ اللَّهِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُمَرَ قَالَ
قُلْتُ
أَرَأَيْتَ
تَوَضُّؤَ
ابْنِ عُمَرَ
لِكُلِّ
صَلَاةٍ
طَاهِرًا
وَغَيْرَ طَاهِرٍ
عَمَّ ذَاكَ
فَقَالَ
حَدَّثَتْنِيهِ
أَسْمَاءُ
بِنْتُ
زَيْدِ بْنِ
الْخَطَّابِ
أَنَّ عَبْدَ
اللَّهِ بْنَ
حَنْظَلَةَ بْنِ
أَبِي عَامِرٍ
حَدَّثَهَا
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أُمِرَ بِالْوُضُوءِ
لِكُلِّ
صَلَاةٍ
طَاهِرًا وَغَيْرَ
طَاهِرٍ
فَلَمَّا
شَقَّ ذَلِكَ
عَلَيْهِ
أُمِرَ
بِالسِّوَاكِ
لِكُلِّ
صَلَاةٍ
فَكَانَ
ابْنُ عُمَرَ
يَرَى أَنَّ
بِهِ قُوَّةً
فَكَانَ لَا
يَدَعُ
الْوُضُوءَ
لِكُلِّ
صَلَاةٍ قَالَ
أَبُو دَاوُد
إِبْرَاهِيمُ
بْنُ سَعْدٍ رَوَاهُ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
إِسْحَقَ
قَالَ
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
عَبْدِ
اللَّهِ
Muhammed b. Yahya b.
Hibban, Abdullah b. Ömer (r.a.)'in oğlu Abdullah'dan rivayet ettiği hadiste
dedi ki; "Abdullah b. Ömer'in oğlu Abdullah'a: dedim ki "Sen (in
baban) İbn Ömer'in abdestli ve abdestsiz iken her namaz için abdest almasının
sebebi nedir? dedim. Abdullah da; "(Amcasının kızı) Esma bint-i Zeyd b.
El-Hattab'ın kendisine, Abdullah b. Hanzala b. Ebi Amir'in şöyle dediğini
nakletti: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) abdestli ve abdestsiz
iken her namaz için abdest almakla emrolundu. Bu ona zor gelince her namaz için
misvak kullanmakla emredildi." İbn Ömer'e gelince "O, kendinde bu
gücü bulduğundan dolayı her namaz için abdest almaya devam etti."
Ebu Davud dedi ki,
"Bu hadisi İbrahim, İbn Sa'd, yine Muham-med b. İshak'tan rivayet etmiş,
ancak ibrahim, Abdullah b. Abdullah yerine “Ubeydullah b. Abdullah” demiştir.
AÇIKLAMA: Mekke'nin Fethinden önceki tarihlerde Nebi
(sallallahu aleyhi ve sellem) ve ümmeti "Ey İman edenler namaza
kalkacağınız zaman yüzünüzü ve ellerinizi (dirsekleriyle beraber) yıkayın ve
başlarınıza mesnedin, iki topuğa kadar ayaklarınızı da yıkayın”[Maide 6] ayetinin
zahiriyle amel ederek her namaza kalkışlarında abdestli bile olsalar yeniden
abdest alırlardı.
171
numaralı hadis-i şerifte de açıklanacağı gibi Hz. Enes (r.a.) "Nebiyyi
Ekrem (s.a.v.) her namaz için abdest alırdı da biz (abdestimiz bozulmadığı müddetçe)
bir abdestle istediğimiz kadar namaz kılardık" demiştir. Bu da gösteriyor
ki her namazdan önce abdest alma emri sadece Efendimiz (s.a.v.)'e yöneliktir.
Nitekim açıklamakta olduğumuz hadis-i şerifte de "her namaz için abdest
ile emrolundu" cümlesi bu emrin sadece Nebiimize ait olup ümmetine ait
olmadığını ortaya koymaktadır.
Daha
sonra da bu durum Abdullah İbn Hanzala hadisi (yani üzerinde durduğumuz hadis)
ve Büreyde hadisleriyle nesh edilmiştir. [Koçkuzu, Ali Osman; Hadiste Nasih-Mensah, s. 194.] Hz. Büreyde'nin
rivayeti şöyledir: "Nebiimiz (s.a.v.) her namaz için abdestli bile olsa
yeniden abdest alırdı. Bu durum Mekke'nin fethine kadar devam etti. Bu amel zor
gelmeye başlayınca neshedildi de Resulullah (s.a.v.) Fetih yılında bir abdestle
bir kaç namaz kıldı. Ancak abdest bozulunca abdest alınmakla yetinildi ve her
namaz için misvak kullanma emri geldi."
İbn
Ömer Hazretleriyse kendinde her namaz için abdest almak gücünü görünce eskisi
gibi (her namaz için abdest almaya) devam etti.
[bk. 172 numaralı
hadis-i şerif ve izahı]
Netice:
Bu emrin sadece Nebi Efendimize yönelik olduğunu söyleyenler bulunduğu gibi,
Ümmeti için de geçerli olduğu görüşünde olanlar da vardır. Nitekim, Darimi'nin
Sunen'inde beyan edildiğine göre Hz. Ali (r.a.) de her namaz için abdest alırdı
ve (delil olarak) Maide Suresinin 6. ayetini okurdu.
Hattabi,
"Bu hadis bir teyemmümle iki farklı namaz kılınamaz diyenler için bir
delildir. Çünkü her namaz için abdest alınmak emredilince ona bağlı olarak
teyemmüm de emredilmiş oldu. Fakat abdestle ilgili nesh geldiğinde teyemmüm
zikredemediği için, teyemmüm eski hali üzere kaldı. Bu, Hz. Ali (r.a.) İmam
Malik, Şafii, Ahmed ve İshak'ın görüşüdür" demektedir.