DEVAM: 39. Kadın'ın
Abdest Suyu Artığı İle Abdest Almak
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
عُبَيْدِ
اللَّهِ
حَدَّثَنِي
نَافِعٌ عَنْ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُمَرَ قَالَ
كُنَّا نَتَوَضَّأُ
نَحْنُ
وَالنِّسَاءُ
عَلَى عَهْدِ رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
مِنْ إِنَاءٍ
وَاحِدٍ
نُدْلِي فِيهِ
أَيْدِيَنَا
Abdullah b. Ömer (r.a.)
şöyle demiştir; "Biz (erkekler) Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)
sağlığında kadınlarla beraber bir kaptan abdest alır, ellerimizi aynı kaba
batırırdık.”
Diğer tahric: Buharî,
vudu'; ğusl; hayz; Libas; Müslim, hayz; Tirmizî, tahare; libas; Nesaî, tahare
ğusl ; İbn Mace, Tahare; Ahmed b. Hanbel
AÇIKLAMA: Sünen-i Ebi Davud'un bazı nüshalarında bu
hadis-i şerifte geçen “abdest alırdık” kelimesinden sonra "ve
ğusiederdik" sözü yer almaktadır. Yabancı bir erkekle yabancı bir kadın'ın
beraberce yıkanmaları müslümanlarca hicab ayetinden önce bile caiz
görülmediğinden bu hadiste anlatılan kadın ve erkeklerin beraberce abdest
almaları ve ğusletmeleri hadisesinin aralarında nikah bağı bulunan kadınlarla
erkekler arasında meydana gelmiş olması icab eder. Dolayısıyla bu hadis bu
babda geçen bu mevzu ile ilgili tüm hadislerin bu istikamette te'vil edilmesini
gerektirmektedir. Nitekim, Menhel yazarının da açıkladığı gibi hadiste geçen
"en-nisa" kelimesinin başında bulunan "el" takısı mahzuf ve
muzafun ileyh durumunda olan bir "na" zamirinden bedel olduğundan,
hadisi; "Biz Nebi (s.a.v.) zamanında hanımlarımızla birlikte bir kaptan
beraberce abdest alırdık" şeklinde anlamak lazımdır.