DEVAM: 24. Namaz
Kılınması Caiz Olmayan Yerler
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ دَاوُدَ
أَخْبَرَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
قَالَ
حَدَّثَنِي ابْنُ
لَهِيعَةَ
وَيَحْيَى
بْنُ
أَزْهَرَ عَنْ
عَمَّارِ
بْنِ سَعْدٍ
الْمُرَادِيِّ
عَنْ أَبِي
صَالِحٍ
الْغِفَارِيِّ
أَنَّ
عَلِيًّا
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهُ مَرَّ
بِبَابِلَ
وَهُوَ
يَسِيرُ
فَجَاءَهُ
الْمُؤَذِّنُ
يُؤَذِّنُ
بِصَلَاةِ
الْعَصْرِ
فَلَمَّا
بَرَزَ
مِنْهَا
أَمَرَ الْمُؤَذِّنَ
فَأَقَامَ
الصَّلَاةَ
فَلَمَّا
فَرَغَ قَالَ
إِنَّ
حَبِيبِي
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَهَانِي
أَنْ
أُصَلِّيَ
فِي الْمَقْبَرَةِ
وَنَهَانِي
أَنْ
أُصَلِّيَ
فِي أَرْضِ
بَابِلَ
فَإِنَّهَا
مَلْعُونَةٌ
Ebu Salih el-Gıfari
demiştir ki; Ali (r.a.) (Basra'ya) giderken yolu Babil'e uğradı. Müezzin
kendisine ikindi namazını(n vaktinin girdiğini) haber vermeye geldi. (Ali
karşılık vermedi). Babil'den çıkınca, müezzine emretti o da namaza ikamet
getirdi. Ali namazı bitirince: Habibim, sallellahu aleyhi ve sellem beni,
kabristanda ve Babil arazisinde namaz kılmaktan men etti. Çünkü Babil (in eski
sakinleri) lanetlidir" dedi.
Bu hadisi Yalnız Ebu
Davud rivayet etmiştir.
AÇIKLAMA: İbn Reslan, Hz. Ali'nin bu yolculuğunun
Basra'ya olduğunu söyler.
Babil,
Irak'ın eskiden mamur ve meşhur bir şehridir. Sihri ve şarabı ilk defa burada
yaşayanların buldukları söylenir. Ken'an melikleri burada ikamet ederlerdi.
Burada ilk yerleşenin ve imar edenin Nuh (aleyhisselam) olduğu da söylenir. Bu
rivayete göre Hz. Nuh oraya Tu-fan'dan sonra gelip yerleşmiştir. Ebu'l-Munzir,
Babil şehrinin on iki fersah genişliğinde olduğunu, Fırat'ın, şehrin içinden
aktığını, Buhtunnasr'ın şehrin sakinlerini korumak için nehrin yatağını
sonradan değiştirdiğini söyler.
Hz.
Ali'nin "Burası lanetlidir" sözünü söylemiş olması "buranın ahalisi
lanetlidir, yani bugünkü yaşayanları değil de eski kavimlerden Allah'a isyan
etmeleri, kendilerine gönderilen Nebilere karşı çıkmış olmaları, sebebiyle
Allah'ın gazabına uğrayarak lanetlenmiş ve helak olmuş kişilerin bakiyyeleri
(cesetleri, mezarları)" sebebi ile olsa gerektir. Aksi takdirde geçmiş
nesillerin günahını o gün yaşayan ve müslümanlardan olan kişilere yükleyerek
lanetlenmiş bir toplum olmalarının, İslam prensipleri ile bağdaşır tarafı
yoktur. "Burası lanetlidir" tabiri arapçada çok kullanılır, mecazidir.
Zikrü'l-Mahal iradetü'l-hall kabilindendir. Yani mahal söylenir, içindekiler
kastedilir. Çünkü mücerred manada bir yerin lanetli olması söz konusu olamaz.
Nemrud
b. Ken'an, İbrahim (aleyhisselam)ın zamanında buranın en büyük meliki idi.
Zannınca semaya çıkmak ve sema ehli ile savaşmak için çok yüksek bir kule inşa
ettirdi. Bir rüzgar esti, onu yıktı ve tepesini denize attı. Sonra müthiş bir
zelzele oldu. Binalarını yerle bir etti. Ahalisi binalarının altında kalarak
helak oldu. Bu zelzelenin şiddetinden lisanları karıştı, birbirlerinin sözünü
anlamaz hale geldiler. Bu yüzden buraya "Babil" denildi. [Bu
haberleri, Ka'b b. Ahbar vermektedir. İsrailiyattan olması mümkündür.]
İşte
Hz. Ali buradan geçerken ikindi namazının vakti girdiği halde namazı kılmamış
ve metinde geçen şeyleri söylemiştir. Bu hadisde iki yerde namazın
nehyedildiği haber verilmiş olmaktadır: Kabristanda ve Babil arazisinde.
Kabristanda
namaz kılmanın hükmü mezhepler arasında ihtilaflıdır.
Hanbelilere
göre her halü karda kabristanda namaz kılmak haramdır. Orada kılınan namaz
sahih değildir. Zahiriler de bu görüştedir.
Şafiiler
kabirlerin üzerinin kapalı veya açık olmasını ayrı değerlendirmişler, açık
olur da toprak ölülerin etleri, irinleri ve ondan çıkanlarla karışık ise
oranın pisliğinden dolayı namaz caiz değil, kabristanın temiz bir yerinde kılımrsa, caiz demişlerdir.
Malikilere
göre kabristanda namaz kerahetsiz caizdir.
İmam
Ebu Hanife, Sevri ve Evzai'ye göre temiz bile olsa kabristanda namaz kılmak
mekruhtur.
Babil
arazisinde namaz kılmanın mekruh oluşu biraz şaibeli bir konudur. Zira ehlinin
lanetlenmiş olması ile o arzın ne alakası vardır? Sonra Resülullah, mutlak
olarak yer yüzünün namazgah kılındığını haber vermiştir. Bazı yerlerde namaz
nehyedilmişse de bu, ya oraların necasetli olma ihtimalinden ya da, tehlikeli
oluşundandır. Bizce bu konuda söylenecek en güzel şey Hattabi'nin şu
sözleridir: "Bu hadisin isnadı söz götürür (zayıftır). Alimlerden, Babil
toprağında namaz kılmayı haram kabul eden hiç bir kimseyi bilmiyorum. Bu hadis,
kendisinden daha kuvvetli olan "Yer yüzü bana temizleyici ve namazgah
kılındı" hadisine zıt düşmektedir. Bu hadisin manası (eğer hadis sabitse),
Resulullah, Hz. Ali'yi Babil arazisini ikamet için vatan edinmekten nehyetmiş
demektir. Çünkü orayı ikamet için vatan edinse orada namaz kılacaktır. Bu nehy
sadece Hz. Ali'ye mahsustur. Görüldüğü gibi Hz. Ali, "Bizi menetti"
dememiş, "Beni men etti" demiştir.Bu, Kufe'deHz. Ali'nin başına
gelecek musibetlerden dolayı onu uyarma niteliğinde bir mu'cize de olabilir.
Çünkü Küfe, Babil arazisidir. Nitekim ondan önce hiç bir halife Medine'den başka
bir yere ikamet için gitmemiştir."
Mahir:
Yüzlerce yıldır, Babil civarında çıkan fitnelere bakınca; derin, derin
düşünüyorum. yıl 2017 o toprakların durulduğunu hatırlamıyorum. Ayrıca
Efendimizin meşhur hadislerinde ‘.....musibet inen yerden geçmeyin, geçerseniz
ağlayın yada ağlamaklı olun’ ve başa bir hadiste Nebi (s.a.v.)’in musibet inen
yerdeki kuyudan alınan su ile yapılan hamurların yenmesine izin vermediği de
gizli değildir.