SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 537 >>

بَاب فِي الْمُؤَذِّنِ يَنْتَظِرُ الْإِمَامَ

43. Müezzinin İmamı Beklemesi

 

حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا شَبَابَةُ عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ سِمَاكٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ قَالَ كَانَ بِلَالٌ يُؤَذِّنُ ثُمَّ يُمْهِلُ فَإِذَا رَأَى النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَدْ خَرَجَ أَقَامَ الصَّلَاةَ

 

Cabir b. Semure demiştir ki; "Bilal (r.a.) ezanı okur, sonra (Nebi'nin gelmesini) beklerdi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in (evinden) çıktığını görünce de namaz için ikamet getirmeye başlardı."

 

 

Diğer tahric: Müslim, mesacid; Tirmizi, salat

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis-i şerife göre vakit müsait olduğu takdirde müezzin, ikamet getirmek için imamın gelmesini beklemekle mükelleftir.

 

Bu mevzuda Tirmizi şunları söylemektedir: "ilim adamlarından bazı­larına göre müezzin ezana, imam ise kamete daha müstehaktır." Yani ezan vaktinin tayini müezzine, kaamet vaktinin tayini ise imama bırakılmıştır.

 

Beyhaki'nin Musa b. Akabe vasıtasıyla rivayet ettiği hadisi şerif de şöy­ledir: "Nebi (s.a.v.) ezan okunduktan sonra evinden çıkar mescide gelirdi. Mescide gelen cemaatin az olduğunu görünce, halk mescidde tamamen top-lanıncaya kadar oturur, sonra da namazı kıldırırdı.

 

Üzerinde durduğumuz Ebu Davud hadisiyle Beyhaki'nin rivayeti ara­sında bir fark yoktur. Çünkü Rasulullah bazan öyle bazan da böyle yapardı.

 

Bu hadis-i şerif ezandan sonra hemen ikamet edilmeyerek bir müddet beklemenin meşru oluşuna delildir. Beklenilmediği takdirde ise bilhassa evi uzak olan kimselerin cemaat sevabından mahrum olmaları söz konusudur. İkameti biraz geciktirmekle müslümanların cemaate yetişmelerine yardım edilmiş olur ki, bu iyilikte ve takvada yardımlaşmak kabilindendir.Ancak cemaati beklerken, camideki mazeretlilerin ve ihtiyarların da durumunu göz önünde bulundurmak gerekir.