DEVAM: 46. Cemaati
Terk Etmenin Vebali
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
حَدَّثَنَا
جَرِيرٌ عَنْ
أَبِي
جَنَابٍ عَنْ
مَغْرَاءَ
الْعَبْدِيِّ
عَنْ عَدِيِّ
بْنِ ثَابِتٍ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ
جُبَيْرٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَنْ سَمِعَ
الْمُنَادِيَ
فَلَمْ
يَمْنَعْهُ مِنْ
اتِّبَاعِهِ
عُذْرٌ
قَالُوا
وَمَا الْعُذْرُ
قَالَ خَوْفٌ
أَوْ مَرَضٌ
لَمْ تُقْبَلْ
مِنْهُ
الصَّلَاةُ
الَّتِي
صَلَّى قَالَ
أَبُو دَاوُد
رَوَى عَنْ
مَغْرَاءَ
أَبُو
إِسْحَقَ
İbn Abbas (r.a.), Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın şöyle buyurduğunu söylemiştir: "Müezzinin
ezanını duyup da namaz'a gitmesine mani bir özrü olmayan kimsenin...”; (Bu
arada sahabîler Rasulullah'a) "özür nedir?" diye sordular.
(ResUlullah) "Korku veya hastalıktır" karşılığını verdi.
"(Evinde) kıldığı namaz kabul olunmaz."
Ebu Davud dedi ki: (Bu
hadisi Ebu İshak, Mağira'dan rivayet etmiştir.)
Sadece Ebu Davud
rivayet etmiştir. Biraz farklı bir rivayet için bk. İbn
Mace, mesacid
AÇIKLAMA: Özrün ne olduğu sorusunun, dinleyenler
tarafından İbn Abbas'a sorulmuş olması ve cevabı İbn Abbas'ın vermiş olması da
muhtemeldir. Nitekim Ebu DavUd şerhlerinden el-Menhel, bunu ikinci görüş
olarak, Bezlu'l-mechUd'da yegane ihtimal olarak kaydetmiştir. Tercüme
Menhel'in, açıklamasına göre yapılmıştır.
Belirtildiğine
göre cemaate gitmeye mani özürler şunlardır:
1.
Cana, mala veya ırza arız olmasından korkulan bir tehlike,
2.
Camiye gidip gelmesine mani olan veya meşakkat veren hastalık.Bu iki özür
hadis-i şerifin zahirinden anlaşılmaktadır.
3.
Yağmur ve şiddetli soğuk, Buharî ve Müslim'in İbn Ömer'den rivayetinde,
ResUlullah (s.a.v.) seferde iken soğuk ve yağmurlu gecelerde, müezzine ezan
okumasını, sonra da "namazınızı odalarını/ (çadırlarınız) da kılın"
demesini emrederdi.
4.
Kişinin canının çektiği bir yemek hazır olduğu takdirde cemaate gitmeyebilir.
5.
İnsanı büyük veya küçük abdestin sıkıştırması cemaate gitmemesi için özürdür.
Hadisi
şerifteki "özürsüz olarak camiye gelmeyenin namazının kabul
edilmeyeceği"nden maksat, kılınan namazın sevabının olmamasıdır. Nevevî
buna işaret etmiş ve bu gasbedilen evde namaz kılmaya benzer. Namaz borcu,
kılanın uhdesinden düşer fakat sevab alamaz demiştir.
Buharî
şarihi Aynî de "hadisin hükmü zecr ve tehdittir" der.
Netice
şudur ki bu ifade namazın fazilet ve kemalinin olmayacağına işarettir.
Yine
hadis-i şerifteki "ezanı duyan..." lafzı galibe İşaret olarak varid
olmuştur. Çünkü insanlar ekseriyetle ezanı işitirler. Bunun manası ezam duymayan
camiye gelmeyebilir demek değildir. Çünkü ezanı duymamak mazeret değildir.
Menhel
senetteki Ebu Cenab ve Mağra'ın bazı yönlerden tenkid edildiklerine işaretle
hadisin zayıf olduğunu söyler.