SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 695 >>

بَاب الدُّنُوِّ مِنْ السُّتْرَةِ

106. Namaz Kılan Kimsenin Sütreye Yakınlığı

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ بْنِ سُفْيَانَ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ ح و حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ وَحَامِدُ بْنُ يَحْيَى وَابْنُ السَّرْحِ قَالُوا حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ سُلَيْمٍ عَنْ نَافِعِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ أَبِي حَثْمَةَ يَبْلُغُ بِهِ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِذَا صَلَّى أَحَدُكُمْ إِلَى سُتْرَةٍ فَلْيَدْنُ مِنْهَا لَا يَقْطَعْ الشَّيْطَانُ عَلَيْهِ صَلَاتَهُ قَالَ أَبُو دَاوُد رَوَاهُ وَاقِدُ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ صَفْوَانَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سَهْلٍ عَنْ أَبِيهِ أَوْ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سَهْلٍ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ بَعْضُهُمْ عَنْ نَافِعِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ وَاخْتُلِفَ فِي إِسْنَادِهِ

 

Sehl b. Ebi Hasme, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Sîzden biriniz sütreye doğru namaz kıldığı zaman o'na yaklaşsın ki, şeytan namazında o'na vesvese vermesin."

 

Ebu Davud dedi ki: Bu hadisi(aynı zamanda) Vakid b. Muham­med, Safvan'dan (o da) Muhammed b. Sehl'den (o da) babasından veya Muhammed b. Sehl (doğrudan doğruya) Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den rivayet etmiştir. Bazıları da (bu hadisin) Nafi' b. Cübeyr vasıtasıyla Sehl b. Sa'd'den (nakledildiğini) söylemiştir. Ve bu hadisin senedinde ihtilaf edilmiştir.

 

Diğer tahric: Nesaî, kıble; İbn Mace, ikame; Ahmed b. Hanbel IV, 2; Beyhakî, es-Sunenu'l-kubra, II, 272.

 

AÇIKLAMA:     Hadis-i şeriften namaz kılmak isteyen kimsenin önüne sütre dikmekle mükellef olduğu anlaşılmaktadır. Sütre koymak kişinin istek ve arzusuna bırakılmış değildir. Çünkü hadis-i şerifte geçen "her ne zaman” manasına gelen edatı, kişinin her namaz kılışında önüne sütre koyması gerektiğini ifade eder. Bu sayede namaza şeytanın vesvese­sinin karışması önlenmiş olur. Bir başka açıdan şeytanın bazı kişileri aldatarak namaz kılan kimsenin önünden geçirtmesi engellenmiş olur.

 

Bilindiği gibi namaz kılan kimsenin önünden geçilince eğer namaz kı­lan kişinin önünü kesen, kadın, eşek veya köpekse bazı alimlere göre bu kim­senin namazı gerçekten bozulur. Bazılarına göre ise namazın özünü teşkil eden huzur ve huşu bozulmuş olur.

 

Bazı alimler de buradaki şeytandan maksat namaz kılan kimsenin önün­den geçen her yaratıktır. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kılan kimsenin önün­den geçen her yaratık için şeytan tabiri kullanmıştır, nitekim 697 numaralı hadis-i şerifte gelecektir.

 

Sütreye yakın durmanın hükmü mendubtur. Hanefi alimlerinden M.Zihni Efendi Ni'met-î İslam'ın da, "Sünnet olan, sütreye yakın dumaktır" sözle­riyle Hanefi ulemasının bu mevzudaki görüşlerini dile getirmiştir.

 

Sütreye yakınlığın ölçüsünü Ata, İmam Şafiî ve İmam Ahmed (r.a.) üç zira' olarakk tesbit etmişlerdir. İmam Malik hiç bir ölçü getirmemiştir. Ba­zılarına göre bir karış bazılarına göre de altı zira'dır.[el-Aynî, Umdetü'l-Karî, IV, 280]

 

Müellif Ebu Davud hadisin sonundaki mütaleasmda bu hadisin zayıf olduğunu ifade etmiştir.

 

Burada kadının eşek ve köpekle bir tutulduğu zannedilmemelidir. Çün­kü eşekle köpeğin namaz kılan kimsenin huzurunu bozma sebebi ile kadının bozma sebebi tamamen ayrı şeylerdir. Eşekle köpeğin huzuru bozması yara­tıIışlarındaki fevkalade dikkat çekici özelliklerle ilgili iken, kadının huzur boz­ması onun cinsî cazibesi ve erkekler için zaaf kaynağı olmasıyla ilgilidir. Namaz kılan bir erkeğin önünden geçen bir kadının, o erkeğin içinde ne gibi fırtınalar doğuracağını kimse kestiremez. Namazda gaye, İbadet olması, Al­lah'a bağlılık ve Nebie sadakatle tabi olması hasebiyle, kadının geç­mesi ile bütün bu sevgiler kadın sevgi ve ilgisi ile karışırsa namazın hikmeti ortadan kalkacağı malumdur. İşte bunda kadının zikredilmesi bundan baş­ka bir şey ile tefsir edemez. Nitekim 702 no'lu hadiste gelecektir.