DEVAM: 114-115.
Namazda Ellerin Kaldırılması
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ
يَعْنِي
ابْنَ
زُرَيْعٍ
حَدَّثَنَا
الْمَسْعُودِيُّ
حَدَّثَنِي
عَبْدُ
الْجَبَّارِ
بْنُ وَائِلٍ
حَدَّثَنِي
أَهْلُ
بَيْتِي عَنْ
أَبِي
أَنَّهُ
حَدَّثَهُمْ
أَنَّهُ
رَأَى
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَرْفَعُ
يَدَيْهِ
مَعَ
التَّكْبِيرَةِ
Abdulcebbar b. Vail'in,
ev halkı vasıtasıyla babası (Vail b. Alkame)'den rivayetine göre, babası, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in (iftitah) tekbiri ile beraber ellerini
kaldırdığını görmüştür.
Diğer tahric: Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübra, 11,81.
AÇIKLAMA: Hadis-i şerifte geçen "beraber"
kelimesinden iftitah tekbirinde, tekbir ile elleri kaldırmanın aynı anda
başlayıp aynı anda sona ermesi gerektiği anlaşılmaktadır. Çünkü beraberliğin
anlamı budur.
Nitekim
meşhur olan kavlinde İmam-ı Malik, Ahmed b. Hanbel ve İmam Şafiî de bu
görüştedirler. Bir rivayette İmam Ebu Hanife de bu görüştedir. Ancak ekseri
ulemaya göre önce eller kaldırılır, sonra tekbir alınır. Ellerin bırakılması
sona ererken tekbir de sona erer. Beğavî'ye göre, önce eller kaldırılır, sonra
tekbir alınır, tekbir sona erince eller bırakılır. Rafiî'ye göre ise, tekbir
alma ile elleri kaldırma aynı zamana rastlarsa da tekbirin ve elleri salmanın
nihayete ermesi için belli bir zaman yoktur. Mühim olan tekbir ile elleri
kaldırmanın aynı zamanda olmasıdır. Bu görüşlerden birine uymakla sünnet yerine
getirilmiş olur. Çünkü Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in bunların hepsini uyguladığına
dair bu alimlerin yanında delil bulunmaktadır.
Ancak
Münzirî'nin beyanına göre Abdulcebbar b. Vail babasından hiç hadis rivayet
etmemiştir. Ev halkının da kimler oldukları bilinmemektedir. Bu bakımdan bu
hadis zayıftır.