بَاب
قَدْرِ
الْقِرَاءَةِ
فِي
الْمَغْرِبِ
127-128. Akşam
Namazında Kıraatin Miktarı
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
ابْنِ
شِهَابٍ عَنْ
عُبَيْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُتْبَةَ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
أَنَّ أُمَّ
الْفَضْلِ
بِنْتَ
الْحَارِثِ
سَمِعَتْهُ
وَهُوَ يَقْرَأُ
وَالْمُرْسَلَاتِ
عُرْفًا
فَقَالَتْ
يَا بُنَيَّ
لَقَدْ
ذَكَّرْتَنِي
بِقِرَاءَتِكَ
هَذِهِ
السُّورَةِ
إِنَّهَا لَآخِرُ
مَا سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقْرَأُ
بِهَا فِي
الْمَغْرِبِ
İbn Abbas (r.a.)'dan
rivayet edilmiştir ki, Ümrnu'l-Fadl binti'l-Haris, İbn Abbas'ı “And olsun bir
biri ardınca gönderilenlere" diye (başlayan Murselat; suresini) okurken
işitmiş ve (şöyle) demiş; "Ey yavrucuğum, şu sureyi okumakla (gerçekten bu
surenin okunuşunu) bana hatırlattın. Çünkü o sure Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in akşam namazında okurken son işittiğim suredir."
Diğer tahric: Buharî,
ezan, Müslim, salat; muvatta, nida; Nesaî, iftitah; Tirmizi salat; Ahmed b.
Hanbel, VI, 338, 340.
AÇIKLAMA: Ümmu'l-Fadl İbn Abbas (r.a.)'ın validesi ve
Resulullah'ın zevcesi Meymune (r.anha)'nın da kız kardeşidir. Resulullah
(s.a.v.)'in son kez adı geçen sureyi akşam namazında okurken işittiğini söylemektedir.
Her ne kadar Resulullah'ın son kıldığı namaz gibi anlaşıhyorsa da;Buharî'nin
rivayet ettiği Aişe hadisinde son kıldığı namazın öğle namazı olduğu
açıklanıyor. Hadis uleması bu iki hadisin arasını şöyle uzlaştırmışlardır: Hz.
Aişe'nin rivayet ettiği hadis mescidde, Ümmu'l-Fadl'ın rivayet ettiği hadis
ise, evinde imam olarak kıldığı son namazdır. Nitekim Nesaî'nin rivayetinde bu
durum şöyle açıklanıyor:"Bize evinde akşam namazını kıldırdı da Mürselat
Suresi'ni okudu. Ondan sonra Cenab-ı Hak ruhunu alıncaya kadar Resul-i Ekrem
(s.a.v.) bize bir daha namaz kıldıramadı."
Tirmizî'nin
rivayetinde Ummu'l-Fadl şöyle demektedir: "Resulullah (s.a.v.)
hastalandığında başını sarmış olarak çıkıp bize akşam namazını kıldırdı ve
"el-Mürselat"ı okudu. Bir daha akşam namazı kılmadan vefat etti.
Tirmizî'nin
bu rivayetindeki "başını sarmış olarak bize çıktı" sözünden maksat,
Resulullah'ın yattığı yerden içerdeki cemaatin bulunduğu yere çıkmasıdır. Bir
numara sonra gelecek olan 811 no'lu hadis-i şerifte ise Resul-i Ekrem'in akşam
namazında Tur suresi'ni okuduğu ifade ediliyor. Bütün bunlardan anlaşılıyor
ki, Hz. Fahr-i Kainat Efendimiz namazı mü'minlerin hallerine göre
kıldırmıştır. Onlarda namazın uzun olmasına dair bir arzu sezdiğinde namazı
uzatmış, kendinin veya cemaatin bir özrü ortaya çıktığında kısa kesmiştir.
Tahavî
(ölümü.hicri
321)
"akşam namazında kısa sureleri okumak müstehabtır" demiş; Tirmizî de;
"ulemanın bu hadisle amel ettiklerini'1 söylemiştir. Nitekim süfyan
es-Sevri, İbrahim en-Nehaî, Abdullah b. el-Mübarek Ebu Hani-fe, Ebu Yusuf, İmam
Muhammed, Ahmed b. Hanbel İmam Malik ve İshak Hazretleri de bu görüştedirler.
Kısa
sureler bilindiği gibi Hanefilere göre Beyyine Suresinden aşağısı-dır. Şafiî,
Maliki ve Hanbelîlere göre de Duha Suresi'nden aşağısıdır. Akşam namazlarında
kısa surelerin okunması sünnettir. Ancak Malikilere göre mendubtur.