DEVAM: 149-150. Rüku'
Ve Secdede Kalmanın Müddeti
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْمَلِكِ
بْنُ مَرْوَانَ
الْأَهْوَازِيُّ
حَدَّثَنَا
أَبُو عَامِرٍ
وَأَبُو
دَاوُدَ عَنْ
ابْنِ أَبِي
ذِئْبٍ عَنْ
إِسْحَقَ
بْنِ يَزِيدَ
الْهُذَلِيِّ
عَنْ عَوْنِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
مَسْعُودٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا رَكَعَ
أَحَدُكُمْ
فَلْيَقُلْ
ثَلَاثَ
مَرَّاتٍ سُبْحَانَ
رَبِّيَ
الْعَظِيمِ
وَذَلِكَ أَدْنَاهُ
وَإِذَا سَجَدَ
فَلْيَقُلْ
سُبْحَانَ
رَبِّيَ الْأَعْلَى
ثَلَاثًا
وَذَلِكَ
أَدْنَاهُ
قَالَ أَبُو
دَاوُد هَذَا
مُرْسَلٌ
عَوْنٌ لَمْ
يُدْرِكْ
عَبْدَ
اللَّهِ
Abdullah b. Mes'ud'dan;
demiştir ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Biriniz rüku'a
vardığı zaman üç kere "sübhane rabbiyye'l-azîm'' desin. Bu (rükü'daki
tesbihin) en aşağısıdır. Secdeye vardığı zaman da üç kere "Sübhane
ranbiye'l-a'la" desin. Bu da (secdedeki tesbihin) en aşağısıdır.”
Ebu Davud dedi ki: Bu
(hadis) mürseldir. (Çünkü) Avn, Abdullah ile buluşmamıştır.
Diğer tahric: Tirnıızi,
mevakit; deavat; İbn Mace, ikame; Darimi, salat; Ahmed b. Hanbel, I, 232, 371;
V, 382, 384, 389, 394, 397, 398.
AÇIKLAMA:
"Biriniz rüku'a
vardığı zaman üç kere, "sübhane Rabbiye'lazim" desin. Bu en aşağısıdır..."
cümleleri rüku ve secdede teşbihin vacib olduğunu söyleyenler için bir
delildir. Bu cümlelerin zahirine bakılırsa, rüku ve secdede okunan teşbihin
üçten aşağı olması yeterli değildir. Namazın sıhhati için en az üç defa teşbih
etmek gerekmektedir. Nitekim Sübü'l-ü's-Selam sahibi San'anî de bu görüştedir.
İbn Mace'nin rivayet ettiği şu hadis-i şerif de bu görüşü desteklemektedir:
"Biriniz rüku'a vardığı zaman rüku halinde üç kere "sübhane
rabbiye'I-azim" desin,, bunu (böyle) yaparsa rüku'a tamamlanmış olur.
Secdeye vardığı zaman da secde halinde üç kere "Sübhane rabbiye'l
a'la" desin, bunu (böyle) yapacak olursa secdesi tamamlanmış olur. Bu en
azdır." İbn Mace, ikame
Diğer bir görüşe göre
"Bu en aşağısıdır" sözünden maksat, "teşbihin kemal dereceye ulaşması
için rüku'da en az üç defa sübhane rabbiye'1-azim denmesi, secdede de en az üç
defa, sübhanerabbiye'1-a'Ia" denmesi gerekir. Netice olarak ikinci görüşe
göre sünnet olan ve kemal dereceye ulaşan teşbih üç kere tekrarlanan teşbihtir.
Birinci görüşe göre ise, sünnet olan kemal dereceye ulaşmak için rüku ve
secdelerdeki teşbih sayılarının üçün üstüne çıkması gerekir. Üç sayısı namazın
sıhhati için, yani farz olan miktranı ifası için lazımdır.
el-Mazerî'ye göre
teşbihin kemal derecesi dokuzdur veya onbirdir, ortası ise beştir. Tirmizî'nin
îbnu'I-Mübarek ve İshak b. Rahuye'den rivayet ettiğine göre, imam için müstehab
olan teşbihi beş defa tekrarlamaktır. İmam Sevrî de bu görüştedir.
Neylu'l-Evtar sahibi
Şevkanî'ye göre ise, teşbihin kemal derecesi için bir a,ded yoktur. Çünkü bu
hususta bir delil mevcut değildir.
Faziletli
alimlerimizden M.Zihni Efendi namazın sünnetlerini anlatırken 19. maddede
şunları yazmıştır: "Rüku'da üç defa sübhane rabbiyela-zîm demek sünnettir.
Rüku ve secde teşbihlerinin mertebeleri vardır. En azı üçtür, ortası beş ve
alası yedi defa söylemektir. Teşbihi tamamen terk veya üç'den az yapmak
tenzihen mekruhtur. Çünkü sünnete muhaliftir. Tahravî der ki, kendi başına
kılan kişi teşbihi tek adet ile ne kadar çoğaltırsa efdal-dir. Ama imam, gelen
yetişsin diye rüku teşbihini ziyadeleştirirse, mekruh olur denilmişse de bu
ziyadelik kurbet (yakınlık) kastiyle olursa ki, "iyilik ve takvada
yardımlasınız'* (Maide: 2) kavli kerimine binaen mekruh olmak şöyle dursun
güzel bile olur."[Nimet-i İslam, 221.]
"Bu hadis
mürseldir, çünkü Avn, Abdullah ile buluşmamıştır" cümlesindeki mürsel
sözü, muntaki' anlamında kullanılmıştır. Çünkü bilindiği gibi bir hadis
ıstılahı olarak "mürsel" tabiinin doğrudan doğruya Resulullah'dan
"şöyle dedi, yaptı...." şeklindeki rivayetidir. Halbuki burada hadis
sahabe atlanarak Resul-i Ekrem'den naklediliyor. Belki bir tabii veya sahabi
atlanarak bir sahabîden rivayet ediliyor. Esasen fıkıh alimleri muntaki'
hadise mürsel hadis de derler.[H. Karaman, Hadis Usulü., s. 91.]