DEVAM: 165-166.
Namazda Selam Almanın Hükmü
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
بْنُ
مَهْدِيٍّ عَنْ
سُفْيَانَ
عَنْ أَبِي
مَالِكٍ
الْأَشْجَعِيِّ
عَنْ أَبِي
حَازِمٍ عَنْ
أَبِي
هُرَيْرَةَ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَا غِرَارَ
فِي صَلَاةٍ
وَلَا
تَسْلِيمٍ
قَالَ أَحْمَدُ
يَعْنِي
فِيمَا أَرَى
أَنْ لَا تُسَلِّمَ
وَلَا
يُسَلَّمَ
عَلَيْكَ
وَيُغَرِّرُ
الرَّجُلُ
بِصَلَاتِهِ
فَيَنْصَرِفُ
وَهُوَ
فِيهَا شَاكٌّ
Ebû Hureyre (r.a.)'ın
rivayetine göre; Nebi (s.a.v.) "Namazda noksanlık yapmak ve selam vermek
(caiz) olmaz" buyurmuştur.
Ahmed (b. Hanbel) dedi
ki: Bana göre (bu hadisin) mânâsı, "Namazda selâm verme sana da selâm
verilmesin. Kişi namazını eksik kılar, sonra da namazından şüpheli olarak
çıkar" demektir.
Diğer tahric: Ahmed b.
Hanbel, II, 461.
AÇIKLAMA:
Namazda noksanlık iki
şekilde olabilir:
1. Rükû'u veya secdeyi
eksik yapmakla olur.
2. Namazın üç rekât mı,
yoksa dört rekât mı kılındığından şüpheye düşüldüğü halde üç rekât kıldığını
kabul edecek yerde dört rekât kıldığını kabul etmek ve bunun kaçınılmaz bir
neticesi olarak da namazı şüpheli olarak bitirmekle olur. Oysa bu gibi
durumlarda rek'at sayısının daha azının kılındığı kabul edilmelidir. İşte o zaman
şüpheden kurtulmak mümkündür.
Ahmed b. Hanbel
(r.a.)'e göre, "namazda noksanlık yapmak (caiz) olamaz" sözünden kast
edilen ikinci maddede zikrettiğimiz noksanlık şeklidir ki, namazı şüpheli
kalacak şekilde kılmak caiz değildir. Esasen böyle kılınan namaz fasittir.
"Teslim=selam
vermek" kelimesini mecrûr ve mensûb olarak iki şekilde de okumak
mümkündür. Bu durumda okunuş şekillerine göre iki türlü mânâ ortaya çıkar:
1. Kesre olarak
okunacak olursa, o zaman, "salat = namaz" kelimesi üzerine atf
edilmiş olduğu kabul edilir ki şu mânâya gelir: "selâmda noksanlık yapmak
caiz değildir." Yani ne selâm veren sadece selâm kelimesiyle yetinerek
"aleyküm" lafzını ihmal edebilir, ne de selam alacak olan kimse
sadece "ve aleyküm" demek suretiyle gerisini söylemekten
kurtulabilir. Binaenaleyh selâm vermek isteyen "es-selâmü aleyküm"
kelimelerini noksansız olarak söylemelidir. Selâm almak isteyen de "ve
aleykümu's-selâm" kelimelirini eksiksiz olarak söylemelidir. Baştan veya
sondan kelimenin birini söylememek caiz değildir, selâmı selâm olmaktan
çıkarır.
2. Fetha olarak
okunacak olursa, o zaman da "Gırar = noksanlık" kelimesinin üzerine
atf edilmiş olduğu kabul edilir ki, şu mânâya gelir: "Namazda selâm
vermek (veya almak caiz) olmaz." İşte Ahmed b. Hanbel'in hadisten anladığı
da budur. Esasen babın başlığına uygun düştüğü için biz de tercümemizde bu
mânâyı tercih ettik.
Namazda selâm almanın
veya namazda selâm vermenin hükmü ve bu mevzudaki ilim adamlarının görüşleri
923 ve 925 numaralı hadis-i şeriflerin açıklamalarında geçmiş bulunmaktadır.