بَاب مَنْ
ذَكَرَ
التَّوَرُّكَ
فِي الرَّابِعَةِ
176-177. Dördüncü
Rek'atte(n Sonra) Teverrükden Söz edenler(in Delilleri)
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
أَبُو
عَاصِمٍ
الضَّحَّاكُ
بْنُ
مَخْلَدٍ
أَخْبَرَنَا
عَبْدُ
الْحَمِيدِ
يَعْنِي
ابْنَ
جَعْفَرٍ ح و
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى
حَدَّثَنَا عَبْدُ
الْحَمِيدِ
يَعْنِي
ابْنَ
جَعْفَرٍ حَدَّثَنِي
مُحَمَّدُ
بْنُ عَمْرٍو
عَنْ أَبِي
حُمَيْدٍ
السَّاعِدِيِّ
قَالَ سَمِعْتُهُ
فِي عَشَرَةٍ
مِنْ
أَصْحَابِ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَقَالَ
أَحْمَدُ
قَالَ
أَخْبَرَنِي
مُحَمَّدُ
بْنُ عَمْرِو
بْنِ عَطَاءٍ
قَالَ
سَمِعْتُ
أَبَا حُمَيْدٍ
السَّاعِدِيَّ
فِي عَشَرَةٍ
مِنْ أَصْحَابِ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مِنْهُمْ
أَبُو
قَتَادَةَ
قَالَ أَبُو حُمَيْدٍ
أَنَا
أَعْلَمُكُمْ
بِصَلَاةِ رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالُوا
فَاعْرِضْ
فَذَكَرَ الْحَدِيثَ
قَالَ
وَيَفْتَحُ
أَصَابِعَ
رِجْلَيْهِ
إِذَا سَجَدَ
ثُمَّ
يَقُولُ
اللَّهُ
أَكْبَرُ
وَيَرْفَعُ
وَيَثْنِي
رِجْلَهُ
الْيُسْرَى
فَيَقْعُدُ
عَلَيْهَا
ثُمَّ
يَصْنَعُ فِي
الْأُخْرَى
مِثْلَ
ذَلِكَ
فَذَكَرَ
الْحَدِيثَ قَالَ
حَتَّى إِذَا
كَانَتْ
السَّجْدَةُ
الَّتِي
فِيهَا
التَّسْلِيمُ
أَخَّرَ رِجْلَهُ
الْيُسْرَى
وَقَعَدَ
مُتَوَرِّكًا
عَلَى
شِقِّهِ
الْأَيْسَرِ
زَادَ
أَحْمَدُ
قَالُوا
صَدَقْتَ هَكَذَا
كَانَ
يُصَلِّي
وَلَمْ
يَذْكُرَا فِي
حَدِيثِهِمَا
الْجُلُوسَ
فِي
الثِّنْتَيْنِ
كَيْفَ
جَلَسَ
Muhammed b. Amr, Ebû
Humeyd es-Sâidî'den rivayet etmiştir: Demiştir ki: Ebû Hurneyd'i Resûlullah
(s.a.v.)'in ashabında on kişinin arasında dinledim.
Ahmed (b. Hanbel) ise
şöyle der: Muhammed b. Amr b. Ata der ki: "Ebû Humeyd es-Sâidî'yi
Resûlullah'ın ashabından içlerinde Ebû Katâde'nin de bulunduğu on kişinin
arasında dinledim.”
[Müellif Ebû Dâvûd, bu
hadisi iki ayrı üstâddan nakletmiştir. Bunlar: Müsedded ve Ahmed b. Hanbel'dir.
"Ahmed..." diye başlayan kısımdan buraya kadar olan ifadeler
Ahmed'in, daha önceki ise Musedded'indir. Bundan sonra ise her iki ravinin de
rivayetleri aynıdır.]
Ebû Humeyd şöyle dedi: Ben
Resûlullah’ın namazını en iyi bileninizim. Oradakiler: (Öyleyse) açıkla,
dediler... (Râvî) hadisi nakledip şöyle devam etti: (Ebû Humeyd) dedi ki: (Resûlullah)
secde yaptığı zaman ayak parmaklarını birazcık diker (ve kıbleye yöneltir),
sonra "Allahu Ekber" deyip (başını) kaldırır ve sol ayağını büküp
üzerinde otururdu. Daha sonra, son rekatte de aynısını yapardı.
Sonra (Ahmed b. Hanbel)
hadisi anlattı.[Bu, Ebû Davud'un ifadesidir.] (Ebû Humeyd, devamla) şöyle
dedi: Nihayet kendisinde(n sonra) selâm olan secdeye (son oturuşa) gelince sol
ayağını (sağ tarafa) çıkardı ve sol kabasının üzerine (teverruk yaparak)
oturdu.
Ahmed, (Müsedded'den)
fazla olarak şunu ilâve etti: Oradakiler, "doğru söyledin, Resûlullah
(s.a.v.) aynen böyle namaz kılardı" dediler.
(Ebû Dâvûd dedi ki:) Her
ikisi (Ahmed ve Müsedded) de rivayetlerinde ilk teşehhüdde Resûlullah'm nasıl
oturduğunu anmadılar.
Diğer tahric: Ebû
Dâvûd, salâl; Tirmızî, mevâkît; Nesâî, Sehv; Dânmî, salât; Ahmed b. Hanbel, IV,
227; V, 424.
AÇIKLAMA:
Bu hadis-i Şerif son
ka'dede oturuşun teverrük şeklinde olacağını söyleyen Şafîilerin
delillerindendir.Burada, hadisin sadece konu ile alakalı kısmı zikredilmiştir.
Hadisin tamamı ve lüzumlu açıklama 730 numarada geçmiştir. Oraya müracaat
edilmelidir.
Teverrük; Sağ ayak
parmaklarını dikip, sol ayağı bükerek sağ taraftan çıkarma ve sol kabanın
üzerine oturma şeklidir. Bundan önceki hadisin şerhinde ifâde edildiği gibi
İmâm Mâlik her iki teşehhüdde, İmâm Şafiî de son leşehhudde bu oturuş şeklini
lüzumlu görürler.