DEVAM: 189-190.
Musalli Namazı Beş Rekat Kılarsa?
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
بْنُ سَعِيدٍ
حَدَّثَنَا
اللَّيْثُ
يَعْنِي
ابْنَ سَعْدٍ
عَنْ يَزِيدَ
بْنِ أَبِي
حَبِيبٍ
أَنَّ سُوَيْدَ
بْنَ قَيْسٍ
أَخْبَرَهُ
عَنْ
مُعَاوِيَةَ
بْنِ حُدَيْجٍ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
صَلَّى
يَوْمًا فَسَلَّمَ
وَقَدْ
بَقِيَتْ
مِنْ
الصَّلَاةِ
رَكْعَةٌ
فَأَدْرَكَهُ
رَجُلٌ
فَقَالَ نَسِيتَ
مِنْ
الصَّلَاةِ
رَكْعَةً
فَرَجَعَ
فَدَخَلَ
الْمَسْجِدَ
وَأَمَرَ
بِلَالًا
فَأَقَامَ
الصَّلَاةَ
فَصَلَّى
لِلنَّاسِ
رَكْعَةً
فَأَخْبَرْتُ
بِذَلِكَ
النَّاسَ
فَقَالُوا
لِي أَتَعْرِفُ
الرَّجُلَ
قُلْتُ لَا
إِلَّا أَنْ
أَرَاهُ
فَمَرَّ بِي
فَقُلْتُ
هَذَا هُوَ فَقَالُوا
هَذَا
طَلْحَةُ
بْنُ
عُبَيْدِ اللَّهِ
Muâviye b. Hudeyc'den
rivayet edilmiştir ki; Nebi (s.a.v.) bîr gün namazdan bir rekât daha varken,
selâm verdi, (gitti). Bir adam kendisine yetişip;
Namazın bir rekatını
unuttun, dedi.
Resûlullah dönüp mescide
girdi. Bilâl'e emretti o da kaamet getirdi. Nebi (s.a.v.) de cemaate bir rekat
(daha) namaz kıldırdı. Bu durumu insanlara haber verdim. Bana:
O adamı tanıyor musun?
dediler.
Hayır (adını bilmem) ama
görsem tanırım, dedim. (Bir ara) ona rastladım ve:
"İşte o adam"
dedim.
Bu Talha b.
Ubeydullah'tır, dediler.
İzah:
Hâkim, el-Müstedrek, I,
261.
Bu hadis, üzerinde
durduğumuz konudaki diğer rivâyetlerdekine benzememektedir. Diğerlerinden
farklı olarak bunda Hz. Nebiin kalan rekatı kılacağı zaman kaamet ettirdiği
bildirilmektedir. Bu kaametten maksat, durumu cemaate bildirmek olmalıdır. Gerçek
kamet kastedilmişse bu hadisin mensûh olduğuna hükmedilir. Zira namaz esnasında
kaametin namazı ifsâd ettiğinde icmâ’ vardır.
Ayrıca bu hadiste Hz.
Nebi'in eksik kılmadan dolayı sehv secdesi yaptığına dair herhangi bir İşaret
yoktur. Bu konu Hz. Nebi'in dört rekatlı farzları beş rekat kılması konusunda
olduğu halde, müellifin bu hadisi niçin burada zikrettiğinin anlaşılması
güçtür.