DEVAM: 242-245. Bayram
(Namazların)da Tekbir Almak
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
الْمُعْتَمِرُ
قَالَ
سَمِعْتُ
عَبْدَ
اللَّهِ بْنَ
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
الطَّائِفِيَّ
يُحَدِّثُ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
شُعَيْبٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَمْرِو بْنِ
الْعَاصِ قَالَ
قَالَ
نَبِيُّ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
التَّكْبِيرُ
فِي الْفِطْرِ
سَبْعٌ فِي
الْأُولَى
وَخَمْسٌ فِي
الْآخِرَةِ
وَالْقِرَاءَةُ
بَعْدَهُمَا
كِلْتَيْهِمَا
Abdullah b. Amr b. el-âs
(r.a.)'den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Ramazan
bayramında tekbir ilk rekat'te yedi, son rekatte de beş'tir. Her ikisinde de
kıraat tekbirlerden sonradır.”
İzah:
Darekutnî, Sünen;
Beyhakî, es-Sünenu'l-kübrâ, III, 285.
Hadis-i şerif bayram
namazında kıraatin her iki rekatte de tekbirlerden sonra olduğuna delâlet
etmektedir. Şafiî Mâlik ve Ahmed b. Hanbel'in mezhepleri budur. Irakî, ulemânın
çoğunun bu görüşte olduğunu söyler. Tirmizî'nin Kesîr b. Abdillah'm
dedesinden, Beyhakî'nin de Amr b. Hafs'ın dedelerinden ve İbn Ömer'in azatlısı
Nâfi'den yaptıkları, aynı manayı te'yid eden rivayetler de bu görüş
sahiplerinin delillerindendir.
Haneftlere göre ilk
rekatte önce tekbirler alınır, sonra okunur, ikinci rekatte ise, kıraat
tekbirlerden evveldir. Bunların delilleri şu haberlerdir:
Alkâme ve Esved'den
rivayet edilmiştir: Derler ki, "İbn Mes'ud, Hu-zeyfe ve Ebû Mûsâ el-Eş'arî
ile birlikte otururlarken Said b. el-Âs kendilerine ramazan ve kurban
bayramının tekbirlerini sordu, soruyu Huzeyfe, Ebû Musa'nın; Ebû Mûsâ da
Abdullah İbn Abbas'ın cevablamasım isteyip "o hem bizden önce, hem de daha
bilgin" dedi. Bunun üzerine soru Abdullah'a yöneltildi, o da; "(ilk
rekatte) önce dört defa tekbir alır, sonra okur ve rii-ku'a eğilir. Bilâhere ikinci
rekate kalkıp kıraati tamamlar sonra da dört defa tekbir alır"
dedi."[Abdurrezzak, el-Musannef, III, 293 - 294 Ayrıca bk. Heysemî,
Mecmeu'z-zevâid, II, 205.]
Sâid b. el-âs, kurban
bayramından önce Abdullah b. Mes'ûd, Ebû Mûsâ ve Ebû Mes'ûd el-Ensâri'ye haber
gönderip tekbirleri sordu. Ebû Mûsâ ve Ebû Mes'ûd soruyu Abdullah'ın
cevaplandırması için işaret ettiler. Abdullah da şu cevabı verdi:
"Kalkar, dört defa tekbir alır, sonra okur, okuma bitince beşinci
tekbirde rüku'a eğilir. İkinci rekatte kalktığında önce okur sonra dört kere
tekbir alır, dördüncü tekbirde rüku'a eğilir."[Beyhakî, es-Sünenu'l-kübrâ,
II, 291.]
Bu rivayetler, kıraatin
zamanını tayin bakımından olduğu kadar, tekbirlerin adedi bakımından da
Hanefîlerin delillerindendir. Bu ilk rekatteki tekbirlere iftitah tekbiri,
ikincidekine de rükû' tekbiri dahildir. Buna göre zâid tekbirlerin adedi her
iki rekatte de üç olmuştur.
Hanefî ve Mâlikîlere
göre, bu tekbirler peşi peşine söylenir. Arada başka bir zikir yoktur.
Zadü'l-Meâd'de, "Resûlullah her tekbir arasında kısa bir sekte yapardı.
Onun buralarda okuduğu bir zikir sabit değildir. Ancak İbn Mes'ud'dan onun
tekbir aralarında hamd-ü sena ettiği rivayet edilmiştir" der.
Ahmed b. Hanbel'e göre
tekbirler arasında şöyle denilir:
Şâfiîlere göre de tekbirler
arasında şu zikir okunur:
Bazı Şafiîler ise,
tekbirler arasında denileceğini söylerler.