بَاب
الْجُلُوسِ
لِلْخُطْبَةِ
244-247. Hutbe
Dinlemek İçin Oturup Beklemek
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الصَّبَّاحِ
الْبَزَّازُ
حَدَّثَنَا
الْفَضْلُ
بْنُ مُوسَى
السِّينَانِيُّ
حَدَّثَنَا
ابْنُ جُرَيْجٍ
عَنْ عَطَاءٍ
عَنْ عَبْدِ اللَّهِ
بْنِ
السَّائِبِ
قَالَ
شَهِدْتُ مَعَ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
الْعِيدَ
فَلَمَّا
قَضَى الصَّلَاةَ
قَالَ إِنَّا
نَخْطُبُ
فَمَنْ أَحَبَّ
أَنْ
يَجْلِسَ
لِلْخُطْبَةِ
فَلْيَجْلِسْ
وَمَنْ
أَحَبَّ أَنْ
يَذْهَبَ
فَلْيَذْهَبْ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
هَذَا
مُرْسَلٌ
عَنْ عَطَاءٍ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
Abdullah b. es-Sâib'den;
demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) ile birlikte bayram namazında bulundum.
(Efendimiz) namazı bitirince: "Biz hutbe irad edeceğiz, hutbe(yi dinlemek)
için oturmak isteyenler otursun, gitmek
isteyenler de gitsinler" buyurdu.
Ebû Dâvûd şöyle der: Bu
hadis mürseldir (Aslında Ata bu hadisi doğrudan Resûlullah sallallahu aleyhi ve
selem'den nakletmiştir.)
Diğer tahric: Nesâî,
iydeyn; İbn Mâce
İzah:
Hadisin Nesâî'deki
rivayetinin ifâdesi Ayrılıp gitmek isteyen aynisin, hutbe için kalmak isteyen
de kalsın" şeklindedir.
Görüldüğü gibi Hz. Nebi
namazı kıldıktan sonra cemaati serbest bırakmış, isteyenin okunacak hutbeyi
dinlemek üzere oturup bekleyebileceğini, isteyenin de ayrılıp gidebileceğini
bildirmiştir. Bu bayram hutbesinin farz veya vâcib olmadığına delâlet
etmektedir. Mevcut mezheplerin görüşü de bayram hutbesinin vâcib olmadığı
biçimdedir. Hanefîlere göre bu hutbe sünnettir.
Ebû Davud'un hadisin
sonuna aldığı talikin mânâsı, "doğrusu bu hadisin mürsel olmasıdır.
Sahabînin zikri hatalıdır" demektir. Mevcut rivayete göre Atâ'nm
kendisinden hadis aldığı bildirilen Abdullah b. es-Sâib sahâbidir. Bir hadiste
sahâbî mevcut olursa, bu hadis mürsel olmaz. Buna göre esas rivayetle, Ebû
Davud'un taliki arasında bir farklılık göze çarpmaktadır. Fakat Nesâî ve
Beyhakî'nin nakilleri de hadisin mürsel olduğu tarzındadır. Beyhakî, fbn
Ma'în'in, "FazI b. Mûsâ bu hadisin isnadında hata etmiştir. Bu hadisi Atâ,
Resûlullah'tan mürsel olarak rivayet etmiştir" dediğini nakleder. Nesâî
de sahabiyi zikretmenin hata, doğrusunun hadisin mürsel olduğunu söylemiştir.
Hadis hakkında Nesâî
de; "hadisin vaslı hatâdır. Doğrusu hadis mürseldir" demektedir.