DEVAM: 5. Yolculukta
İki Namazı Birleştirerek Kılmak
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
مُحَمَّدٍ
الْجَارِيُّ حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْعَزِيزِ
بْنُ مُحَمَّدٍ
عَنْ مَالِكٍ
عَنْ أَبِي
الزُّبَيْرِ
عَنْ جَابِرٍ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
غَابَتْ لَهُ
الشَّمْسُ
بِمَكَّةَ
فَجَمَعَ
بَيْنَهُمَا
بِسَرِفٍ
Cabir (r.a.)'den rivayet
edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) Mekke'de iken güneş attı, (akşam ile yatsı
namazlarım) ikisini de Şerif (denilen yer)de birleştirerek kıldı.
İzah:
Nesaî mevâkît
Resûl-i Ekrem'in
yolculuk esnasında öğle ile ikindiyi akşamla da yatsıyı hakiki mânâda
birleştirerek kıldığını kabul eden cumhûr-ı ulemâya göre bu hadis, kendi
görüşlerini te'yid etmektedir.Çünkü Şerif Mekke'nin kuzeyinde Mekke'ye yedi mil
uzaklıkta bir yerdir. Güneş battıktan sonra Mekke'den yola çıkan bir kimsenin
akşam namazı çıkmadan bu kadar mesafeyi kat ederek Şerife ulaşması mümkün
değildir. Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in sözü geçen namazları hakiki mânâda
birleştirerek değil de, birinci namazı son vaktinde ikinci namazı da ilk
vaktinde kılarak şeklen birleştirdiğini kabul eden Hanefî ulemâsına göre ise,
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Şerife akşam namazının son vaktinde ulaşmış ve akşam
namazını son vaktinde kılmış, arkasından da hemen vakti girmiş olan yatsı
namazını kılmıştır. Çünkü Resûl-i Ekrem (s.a.v.) yolculuğunu sür'atiyle ve
müsabakalar-daki ünüyle mâruf olan Kusvâ isimli devesiyle yapmıştır. Kusvâ'nın
yatsı namazı girmeden bu mesafeyi kat etmesi işten bile değildir.
Şerif, munsarif ve
gayr-i munsarif olarak kullanılan bir kelimedir. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Meymune
(r.anha) ile burada evlenmiş ve Hz. Meymune burada vefat etmiş ve buraya defn
edilmiştir. 1216 numaralı hadis-i şerifte açıklanacağı üzere Şerif ile Mekke
arası on millik bir mesafedir.