بَاب
مَتَى
يُتِمُّ
الْمُسَافِرُ
10. Yolcu Ne Zaman Tam
Namaz Kılar?
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ ح و
حَدَّثَنَا
إِبْرَاهِيمُ
بْنُ مُوسَى
أَخْبَرَنَا
ابْنُ
عُلَيَّةَ
وَهَذَا
لَفْظُهُ
أَخْبَرَنَا
عَلِيُّ بْنُ
زَيْدٍ عَنْ
أَبِي نَضْرَةَ
عَنْ
عِمْرَانَ
بْنِ
حُصَيْنٍ
قَالَ غَزَوْتُ
مَعَ رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَشَهِدْتُ
مَعَهُ
الْفَتْحَ
فَأَقَامَ
بِمَكَّةَ
ثَمَانِي
عَشْرَةَ
لَيْلَةً لَا
يُصَلِّي
إِلَّا
رَكْعَتَيْنِ
وَيَقُولُ
يَا أَهْلَ
الْبَلَدِ
صَلُّوا أَرْبَعًا
فَإِنَّا
قَوْمٌ
سَفْرٌ
İmrân b. Husayn'dan;
demiştir ki: Ben Resûlullah (s.a.v.) ile (pek çok) gazvelerde bulundum.
(Mekke'nin) fethinde onunla beraberdim. Mekke'de on sekiz gece kaldı.
Namaz(Iar)ı ikişer rekat kılardı ve (arkasmdakilere): "Ey Mekkeliler
namaz(lar)ı dörder (rekat olarak) kılınız. Biz (Medineliler) yolcuyuz"
buyururdu.
İzah:
Tirmizî, sayd;
Muvatta', sefer; Hac; Ahmed b. Hanbel, III, 442, IV, 193, 430-432.
1. Bu hadis-i şerif
"yolcu sayılan bir kimse girdiği yerde ha bugün ha yarın işim biter de
giderim diye oturursa önseliz gün süreyle dört rekatlı namazları kısaltarak
kılabilir diyen Şafiî ulemâsının delilidir.[bk. el-Menhel, VII, 88.]
2. îmam Ebû Hanife ile
İmam Mâlik, İmam Ahmed ve İmam Şafiî'den bir rivayete göre ise, yolcu olarak
bir memlekette bulunan kimse işini görmek maksadıyla o memlekette kaldığı
müddetçe dört rekatlı namazlarını ikişer rekat olarak kılar. Hayatı boyunca bu
maksatla o beldede kalmış olsa bile yolcu olmaktan çıkmaz ve namazları
kısaltarak kılmaya devam eder. Çünkü namazların kısaltılmasında asıl olan
müsâfirliktir. Delilleri ise, "îbn Ömer'in Azerbeycan'da altı ay süren
müsâfirliği müddetince dört rekatlı namazları kısaltarak kıldığına" dair
Beyhakî'nin sahih senetle rivayet ettiği hadis-i şerifle ileride tercümesini
sunacağımız ve aynı zamanda tmam Ahmed, İbn Hibbân el-Beyhakî tarafından da
rivayet edilen; "Resûl-i Ekrem'in Tebûk'te müsâfir olarak yirmi gün süre
ile dört rekath namazları kısaltarak kıldığı"na dair 1235 numaralı hadis-î
şeriftir. Ancak her ne kadar İbn Hazm ile Nevevî sözü geçen bu hadisin sahih
olduğunu söylüyorlarsa da Beyhakî "İlel" isimli eserinde bu hadisin
hem münkati hem de mürsel olduğunu söylemiştir.
Bir memlekette ikâmete
niyet etmeden müsafir olarak bulunan bir kimsenin o memlekette kaldığı süre
içerisinde ömrünün sonuna kadar bile olsa dört rekatlı namazları kısaltarak
kılacağını söyleyen mezkûr mezhep imamlarına göre Resûl-i Ekrem'in, müsâfir olarak
kaldığı yirmi günlük süre içerisinde dört rekatlı farz namazları kısaltarak
kıldığı bir gerçektir. Fakat daha fazla kaldığı takdirde namazları tam
kılacağına dair bir delil yoktur. Öyleyse müsafir sayılan bir kimsenin farz
namazları kısaltarak kılacağı günleri belli bir .sayı ile sınıflandırmak doğru
değildir. Seferde ikâmet konusunda mezheplerin görüşlerini şu şekilde özetlemek
mümkündür:
1. Şâfü ulemâsı
konumuzu teşkil eden Ebû Dâvûd hadisine sarılarak "seferde bir yere bir
ihtiyaç için inildiği zaman orada ikâmeti niyet etmemek ve ihtiyaç devam etmek
şartıyla dört rekatlı namazları onsekiz gün kısaltarak kılmak
caizdir.[el-Cezîrî Kitabu'l-Fıkhale'l mezahibi'l-erbaa, I, 480.] Çünkü
mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifte Hz. Peygamber'in Mekke Feth edilinceye
kadar orada onsekiz gün kaldıkları ve bu süre içerisinde namazları kısaltarak
kıldıkları ifade edilmektedir ve bu süre içerisinde oradaki işini
bitirememiştir. Fakat ihtiyacı görülmüş olan kimse için bu süre üç güne iner.
Bu süreye giriş ve çıkış günleri dahil değildir. Çünkü Resûl-i Ekrem (s.a.v.)
haccetmek maksadıyla Mekke'ye vardığında pazar günüydü, perşembe günü ayrıldı.
Bu süre içerisinde de namazları kısaltarak kıldı, diyorlar. Nitekim Osman b.
Affân (r.a.)'ın rivayet ettiği; "kim (bir beldede) dört gün kalmaya niyet
ederse (namazlarını) tam kılsın" mealindeki hadis-i şerif de bu görüşü
te'yid etmektedir, imam Mâlik ile Ebû Sevr de bu görüştedirler. Ancak Resûl-i
Ekrem (s.a.v.)'in Mekke'de kaç gün kaldığına dair İbn Abbâs'tan gelen üç hadisin
üçü de birbirinden farklıdır. Bu rivayetlerin birincisinde onyedi; ikincisinde
ondokuz, üçüncüsünde de on beş gün ikâmet buyurdukları ifâde edilmektedir. Bu
üç hadis-i şerifin biraz ileride sırasıyla 1229, 1230, 1231 numaralı
hadislerde tercümeleri gelecektir. Şafiî'ye göre bu hadisler içerisinde en
sahih ve ihtilâftan en salim olan Resûl-i Ekrem'in Mekke'nin Fethi yılında
orada 18 gün kaldığını ifâde eden ve konumuzu teşkil eden îmran b. Husayn
hadisidir.
Beyhakî'ye göre aslında
bu hadisler arasında bir uzlaşmazlık veya bir çelişki yoktur. Çünkü Resûl-i
Ekrem'in Mekke'deki ikâmetinin ondokuz gün olduğunu söyleyen kimse Mekke'ye
giriş ve çıkış günlerini de saymıştır. On-sekiz gün diyen kimse İmran b. Husayn
(r.a.)'in ya duhûl veya hurûc günlerinden birini hesaba katmamış demektir.
Hanefîlerin de delili olan 15 gün rivayeti ise, İmam Nevevfye göre yalnız İbn
İshâk tarafından rivayet edilen mürsel bir rivayettir.
Fakat her ne kadar İmam
Nevevî böyle demişse de Şafiî ulemâsından İbn Hacer, bu söze itiraz etmiştir.
Gerçekten de Hanefîlerin delili olan bu hadis İbn Abbâs'a kadar erişen muttasıl
bir senetle Ebû Dâvûd [bk. 1231 numaralı hadis.] ve İbn Mace'de îbn İshak
tarafından rivayet edildiği gibi Irak b. Mâlik tarafından da Sünen-ı Nesâî'de
rivayet edilmiştir. Binaenaleyh Hz. Peygamber, Mekke'de kaldığı bu süre
içerisinde Mekke'de ikâmete niyet etmediği ve ihtiyacını da halletmediği için
dört rekatlı farzları kısaltarak kılmıştır.
2. Hanefî ulemâsı ile Süfyân
es-Sevrî'ye göre ise, bir yolcu, varmış olduğu memlekette 15 gün kalmaya niyet
etti mi, müsâfirlikten çıkarak namazlarını tam kılmaya başlar. Delilleri ise,
yolculuktan çıkmayı gerektiren ikâmet müddetinin onbeş gün olduğunu belirten
yukarıda işaret ettiğimiz hadislerdir. Bir diğeri de îbn Ömer'den rivayet
edilen şu hadis-i şeriftir: "Kim (bir beldede) onbeş gün kalmaya niyet
ederse, namazlarını tam kılsın"[Zeylâî, Nasbü'r-râye II, 184.] Mu-hammed
b. el-Hasen'in rivayet ettiği şu hadis de bu görüşü te'yid eder: "Yolculuğa
çıktığı zaman bir yerde 15 yerleşmeye niyet etmişsen namazlarım tam kıl."
Ahmed b. Hanbel'e göre
ise bu müddet günlerle değil, namaz vakitleriyle tayin edilir. Kim yolcu iken
bir beldede yirmi iki namaz vakti kalmaya niyet edecek olursa, farz namazları
kısaltarak kılması caizdir. Bu mevzuda-ki delilleri îbn Abbâs ve Câbir'den
rivayet edilen şu hadis-i şeriftir:
"Peygamber
(s.a.v.) Mekke'ye (Zilhicce'nin) dördüncü günü geldi. Dört, beş, altı ve
yedinci günleri orada kaldı. Sekizinci gün sabah namazını Ebtah vadisinde
kıldı. Tam olarak kıldığı bu namaz vakitlerinin tümü yirmi bir vakitti."[Şevkânî,
Neylu'l-evtâr, III, 5, 236.]