DEVAM: 25. Gece
Namazında Yüksek Sesle Okumak
حَدَّثَنَا
أَبُو
حُصَيْنِ
بْنُ يَحْيَى
الرَّازِيُّ
حَدَّثَنَا
أَسْبَاطُ
بْنُ مُحَمَّدٍ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَمْرٍو
عَنْ أَبِي
سَلَمَةَ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
عَنْ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِهَذِهِ
الْقِصَّةِ
لَمْ
يَذْكُرْ
فَقَالَ
لِأَبِي
بَكْرٍ
ارْفَعْ مِنْ
صَوْتِكَ شَيْئًا
وَلِعُمَرَ
اخْفِضْ
شَيْئًا زَادَ
وَقَدْ
سَمِعْتُكَ
يَا بِلَالُ
وَأَنْتَ تَقْرَأُ
مِنْ هَذِهِ
السُّورَةِ
وَمِنْ
هَذِهِ
السُّورَةِ
قَالَ
كَلَامٌ
طَيِّبٌ
يَجْمَعُ
اللَّهُ
تَعَالَى
بَعْضَهُ
إِلَى بَعْضٍ
فَقَالَ النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كُلُّكُمْ
قَدْ أَصَابَ
(Bir Önceki (1329.)
hadis-i şerifte geçen) hâdiseyi Nebi (s.a.v.)'den Ebû Hureyre de (rivayet etti,
fakat bir önceki hadiste bulunan); "Bunun üzerine Ebû Bekr'e; "Ey Ebû
Bekr sesini biraz yükselt"; Ömer'e de; "(Sesini) biraz kıs"
dedi" cümlelerini nakletmedi. (Bir önceki hadise şu cümleleri de) ilâve
etti: (Nebi sallallahu elayhi ve sellem Hz. Bilâl'e dedi ki): "Ey Bilal,
sen de biraz şu sûreden, biraz da bu sûreden okuyordun." (Bilâl de
Kur'an-ı Kerim); Tatlı bir kelâmdır. Allah onun bir kısmını bir kısmıyla
beraber benim dilimde bir araya getiriyor; diye cevab verdi. Bunun üzerine
Peygamber (s.a.v.): "Hepiniz de doğru hareket ettiniz" buyurdu.
İzah:
Görünüşte bu hadis-i
şerif ile bir Önceki hadis-i şerif arasında bir çelişki var gibidir. Çünkü bir
önceki hadis-i şerifte Resûl-i Ekrem (s.a.v.) kısık sesle Kur'an-ı Kerim okuyan
Hz. Ebû Bekr'e; "Sesini biraz daha yükselt" buyurduğu; yüksek sesle
Kur'an-ı Kerim okuyan Hz. Ömer'e de; "sesini biraz kıs" buyurduğu
ifâde edilirken bu hadis-i Şerifte çeşitli sûrelerin âyetlerini birbirine
karıştırarak okuyan Bilâl ile beraber her üçüne hitâb ederek: "Hepiniz,
isabetli hareket ettiniz" buyurması zihinlerde bu iki hadîs arasında bir
çelişki varmış izlenimini doğurabilir. Fakat gerçekte bu iki hadis arasında
herhangi bir çelişki yoktur. 1329. hadis-i şerifte Hz. Ömer'le Ebû Bekr'i
tenkîd ederek onlara orta yükseklikte bir sesle okumalarım tavsiye etmesi o
şekilde okumalarının doğru olmadığını kendilerine bildirmek için değil, bu
şekilde okumaları da doğru olmakla beraber orta yükseklikte bir sesle
okumalarının daha da isabetli olacağını kendilerine bildirmek içindir. Bu
hadis-i şerifte ise, Resûl-i Ekrem Efendimiz; "hepiniz doğru hareket
ettiniz" buyurmakla "en doğru hareket budur bu harekete devam ediniz”
demek istememiştir. Ancak bu sözleriyle: "Kur*an-ı Kerim M sizin okuduğunuz
şekilde okumak da doğrudur ve caizdir. Fakat orta yükseklikte bir sesle ve
sureleri baştan sona kadar okumak suretiyle, bir surenin bazı âyetlerini diğer
bir surenin ayetleriyle karıştırmadan okumanız daha doğrudur ve güzel
olur" demek istemiştir. Bu bakımdan ulemânın büyük çoğunluğu çeşitli
surelerin âyetlerini birbirine karıştırarak okumanın mekruh olduğunu
söylemişlerdir.
Nitekim şu hadis-i
şerifler de ulemânın bu görüşünü te'yid etmektedir:
1. Ebû Ubeyd'den
rivayet olunduğuna göre Resûlullah (s.a.v.) bir gün ashâbdan Hz. Bilâl'e
uğramış, o da değişik sûrelerden âyetler okuyormuş, Peygamber (s.a.v.)
kendisine niçin böyle yaptığını sormuş o da: "tatlıyı tatlıya
karıştırıyorum" deyince, "Sen bir sûreyi okuyunca onu tamamla"
buyurmuşlardır.[Süyûtî, itkân, I, 109; Zerkeşî, el-Burhân, I 469.]
2. Hâlid b. Velîd
(r.a.) bir gün değişik sûrelerden âyetler okumak suretiyle halka namaz
kıldırmış ve namazı bitirdikten sonra cemaate hitaben özür makamında;
- Cihâdla meşgul
olurken Allah'ın Kur'an'ını öğrenmeye imkân bulamadım, demiştir. Bütün bunlar:
Bir sûreyi bitirmeden
başka bir sureye geçmenin mekruh olduğunu gösterir. el-Halimî (403/1012)
Kur'ân'ın tertibini terk etmenin kıraatin âdabına riayetsizlik sayıldığını
söylemiştir. el-Beyhakî (458/1065) Kur'ân'ın te'lifi-nin Resûlullah tarafından
tevkîfî olarak sabit olması hasebiyle evlâ ve faziletli olanın üzerinde icmâ'
bulunan bu te'lif ile okumak olduğunu, İbn Şîrîn (110/728) bunun (tertibine
riayetsizliğin) mekruh sayılması gerektiğini, zira Allah'ın te'lîfinin kulların
te'lîfinden daha hayırlı olacağım söylemiştir, el-Kadı Ebû Bekr (403/1013) ise,
bunun caiz olmadığı hakkında ittifakın bulunduğunu söylemiştir.[Zerkeşî,
el-Burhân I, 469.] Merhum Ömer Nasûhî Bilmen Efendi de bu konuda şunları
söylemektedir: "Namazın bir rekatında bir sûrenin evvelinden veya
ortasından diğer rekatinde de başka bir surenin evvelinden veya âhirinden
okumakta veya kısa bir sure tilâvet etmekte kerahet yoktur. Fakat evlâ olan bir
zaruret bulunmadıkça böyle okumamaktır."[Büyük İslâm İlmihali, s. 215.]