DEVAM: 12. Kuşluk
Namazı
حَدَّثَنَا
حَفْصُ بْنُ
عُمَرَ
حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ مُرَّةَ
عَنْ ابْنِ
أَبِي
لَيْلَى
قَالَ مَا
أَخْبَرَنَا
أَحَدٌ
أَنَّهُ
رَأَى النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
صَلَّى
الضُّحَى
غَيْرُ أُمِّ
هَانِئٍ فَإِنَّهَا
ذَكَرَتْ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَوْمَ فَتْحِ
مَكَّةَ
اغْتَسَلَ
فِي
بَيْتِهَا
وَصَلَّى
ثَمَانِيَ
رَكَعَاتٍ
فَلَمْ
يَرَهُ أَحَدٌ
صَلَّاهُنَّ
بَعْدُ
İbn Ebî Leylâ'dan;
demiştir ki; Ümmü Hanî (r.anhâ)'nın -Nebi (s.a.v.)'in Mekke'nin fethi günü
kendisinin evinde gusledip sekiz rekat namaz kıldığını nakletmesinin dışında -
hiç bir kimse bize Nebi (s.a.v.)'in kuşluk namazı kıldığından bahsetmedi ve o
namazı bir daha kıldığını gören de çıkmadı.
İzah:
Buhârî, ferâiz,
teheccüd; Müslim, hayz; müsâfirîn; Nesâî, tahâre; Tirmizî, vitr; İbn Mâce,
ikâme; Ahmed b. Hanbel, III, 146, 156.
Bu hadis-i Şerifi îbn
Ebî Şeybe, yine İbn Ebî Leylâ'dan fakat başka bir senedle; "Ben seleften
pek çok kişilerle karşılaştım fakat Nebi (s.a.v.)'in kuşluk namazı kıldığım
bana Ümmü Hânı (r.an-hâ)'den başka haber veren olmadı" şeklinde rivayet
etmiştir. Müslim'in, Abdullah b. el-Hâris tarikiyle naklettiği rivayet ise
şöyledir: "İnsanlardan, Resûlullah (s.a.v.)'in kuşluk namazını kıldığını
bana haber verecek bir kimse bulabilmek için çok çalıştım ve soruşturdum. Ama
bunu rivayet edecek bir kimseyi (şimdilik) bulamadım. Yalnız Ebû Tâlib'in kızı
Ümmü Hânî bana şöyle haber verdi: "Resûlullah (s.a.v.) Mekke'nin Fethi
gününde güneş epeyce yükseldikten sonra (benim evime) geldi. Müteakiben bir
elbise getirerek üzerine örttüler de yıkandı. Sonra kalkarak sekiz rekat namaz
kıldı. Bu namazda kıyam mı daha uzundu yoksa rüku veya sücud mu (daha uzundu)
bilmiyorum. Bunların hepsini birbirine yakın yaptı. Bu namazı bundan önce ve
sonra bir daha kıldığını görmedim."[Müslim, müsâfirîn] Müslim'in bu
hadisini nakleden Abdullah b. el-Hâris'in kendisi sahâbidir. îbn Mâce'nin
rivayetine göre Abdullah b. el-Hâris'in Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in kuşluk
namazını kılıp kılmadığına dâir araştırmasının Hz. Osman devrinde olduğu beyân
ediliyor.[İbn Mace, ikâme] Her ne kadar îbn Ebi Leylâ ile Abdullah b. Haris
(r.a.) Ümmü Hânî'den başka hiçbir kimsenin kendilerine Hz. Nebi'in kuşluk
namazı kıldığından bahsetmediğini söylüyorlarsa da onların bu sözleri Resûl-i
Ekrem (s.a.v.)'in bu namazı kılmadığına ve ümmetine emr etmediğine delalet
etmediği gibi Ümmü Hânî (r.anhâ)'dan başka bir kimsenin bu konuda bir hadis
rivayet etmediğine de delâlet etmez. Çünkü Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in kuşluk
namazı kıldığına ve ümmetine tavsiye ettiğine dâir rivayetler pek çoktur. Nitekim
daha önce tercümesini sunduğumuz hadisler bunlardan sadece birkaçıdır.
Metinde Resûlullah'ın
Ümmü Hânî'nin evinde gusledip sonra kuşluk namazı kıldığı ifâde edildiği halde,
Müslim'in ve Muvatta'ın rivayetinde Üramü Hanı (r.anha)'nın Resûlullah'ı
Mekke'nin en üst tarafında bulunan evinde yıkandıktan sonra kuşluk namazı
kılarken gördüğü ifâde edilmektedir.[Müslim, müsâfırîn; Zurkânî, Şerhu Muvattâ]
Bu rivayetlerin farklı
oluşu iki rivayet arasında bir çelişki bulunduğunu değil, hadisenin ayrı ayrı
yerlerde iki kere meydana geldiğini gösterir. Ayrıca metinde Resûl-i Ekrem
(s.a.v.)'in sekiz rekat kuşluk namazı kıldığından bahsedildiği halde her iki
rekatın sonunda mı, yoksa her dört rekatın sonunda mı selâm verdiği
açıklanmamıştır. Ancak bir önceki hadis-i şerifte bu husus, "her iki
rekatta bir selam vererek sekiz rekat kuşluk namazı kıldı.” sözleriyle
açıklanmıştır. Taberânî'nin Abdullah b. Ebî Evfâ'dan naklettiği hadiste ise,
Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in Mekke'nin fethi günü Ümmü Hânî (r.anhâ)'nın yanında
bu namazı iki rekat olarak kıldığı ifade edilmektedir.[bk. Heysemî,
Mecmau'z-zevaid, II, 238.] Bu ifâdeye bakarak Taberânî'nin bu rivayeti ile
konumuzu teşkil eden Ebû Dâvûd hadisi arasında bir çelişki olduğu neticesi
çıkarılamaz. Çünkü bu iki rivayet Taberânî'nin naklettiği hadisi rivayet eden
İbn Ebî Leylâ'nın söz konusu namazın sadece iki rekatına şâhid olduğunu,
mevzumuzu teşkil eden Ebû Dâvûd hadisinin rivayetinde ise Ümmü Hânî
(r.anhâ)'nm bu namazın tümüne şahid olduğunu gösterir.
Metinde geçen "Ve
o namazı bir daha kıldığını gören çıkmadı" sözü Abdurrahman b. Ebî
Leylâ'ya aittir. Abdurrahman b. Ebî Leylâ Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in kuşluk
namazı kıldığını gören kimselerle karşılaşmamış olabilir. Ama onun bu
kimselerle karşılaşmamış olması Resûl-i Zişan efendimizin Mekke'nin fethi
gününden sonra bir daha kuşluk namazı kılmadığına delâlet etmez. Çünkü Hz.
Nebi’in kuşluk namazını hayatının sonuna kadar sürekli kıldığını gösteren
hadis-i şerifler sayılamayacak kadar çoktur. Bunlardan bazılarını nakletmekte
fayda görüyoruz:
1. Mu'âze bint Adeviyye
demiştir ki: Hz. Âişe'ye "Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem, kuşluk
namazını kaç rekat kılardı?" diye sordum. "Dört rekat kılardı. Allah
Teâla ne kadar dilerse o kadar da ziyâde ederdi” diye cevab verdi.[Müslim,
müsâfirîn; Ahmed b. Hanbel, VI, 145, 168, 265.]
2. Enes b. Mâlik (r.a.)
demiştir ki: Bir seferde Resülullah (s.a.v.)'in kuşluk namazını sekiz rekat
kıldığını gördüm.[Hâkim, el-Müstedrek, I, 314.]
3. Ebû Hureyre
(r.a.)'de "dostum bana üç şey vasiyet
etti. Ben bunları ölünceye kadar terk etmem:
a. Her aydan üç gün
oruç tutmak.
b. Vitir namazını
kılarak uyumak.
c. Kuşluk namazını
kılmak."[Buhârî, teheccüd; savm; Müslim, müsafırîn; Dârimî, salât]
4. Bir kimse kuşluk
namazını on iki rekat olarak kılarsa Allah O'na cennette altından bir köşk
bina eder.[Tirmizî, vitr; İbn Mâce, ikâme]
Babımızın ihtiva ettiği
hadislerin dışında tercümelerini sunduğumuz bu hadis-i şerifler ve benzerleri
Nebi Efendimizin kuşluk namazını Mekke'nin fethi gününden sonra da kıldığını
ve ümmetine de kılmalarını tavsiye ettiğini gösterir. Esasen usulde müsbit ile
nâfi karşılaşınca müsbitin nâfiye tercih edileceği tjllinen bir kaidedir. Çünkü
müsbit nâfîye kapalı olan bir bilgiyi ihtiva eder.