NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
وَسُلَيْمَانُ
بْنُ دَاوُدَ
الْعَتَكِيُّ
وَهَذَا
حَدِيثُ مُسَدَّدٍ
قَالَا
حَدَّثَنَا
الْمُعْتَمِرُ
قَالَ
سَمِعْتُ
دَاوُدَ
الطُّفَاوِيَّ
قَالَ
حَدَّثَنِي
أَبُو
مُسْلِمٍ
الْبَجَلِيُّ
عَنْ زَيْدِ
بْنِ
أَرْقَمَ قَالَ
سَمِعْتُ
نَبِيَّ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ
وَقَالَ سُلَيْمَانُ
كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ فِي دُبُرِ
صَلَاتِهِ
اللَّهُمَّ
رَبَّنَا وَرَبَّ
كُلِّ شَيْءٍ
أَنَا
شَهِيدٌ
أَنَّكَ أَنْتَ
الرَّبُّ وَحْدَكَ
لَا شَرِيكَ
لَكَ
اللَّهُمَّ
رَبَّنَا
وَرَبَّ
كُلِّ شَيْءٍ
أَنَا
شَهِيدٌ أَنَّ
مُحَمَّدًا
عَبْدُكَ
وَرَسُولُكَ
اللَّهُمَّ
رَبَّنَا
وَرَبَّ
كُلِّ شَيْءٍ أَنَا
شَهِيدٌ
أَنَّ
الْعِبَادَ
كُلَّهُمْ
إِخْوَةٌ
اللَّهُمَّ
رَبَّنَا
وَرَبَّ كُلِّ
شَيْءٍ اجْعَلْنِي
مُخْلِصًا
لَكَ
وَأَهْلِي
فِي كُلِّ سَاعَةٍ
فِي
الدُّنْيَا
وَالْآخِرَةِ
يَا ذَا
الْجَلَالِ
وَالْإِكْرَامِ
اسْمَعْ وَاسْتَجِبْ
اللَّهُ
أَكْبَرُ
الْأَكْبَرُ
اللَّهُمَّ
نُورَ
السَّمَوَاتِ
وَالْأَرْضِ
قَالَ
سُلَيْمَانُ
بْنُ دَاوُدَ
رَبَّ
السَّمَوَاتِ
وَالْأَرْضِ
اللَّهُ
أَكْبَرُ
الْأَكْبَرُ
حَسْبِيَ
اللَّهُ
وَنِعْمَ
الْوَكِيلُ
اللَّهُ
أَكْبَرُ
الْأَكْبَرُ
Bize Müsedded ve süleymen
b. Davud ei-Ateki haber verdiler.-Bu metin Müseddded’in rivayetidir.-Onlara
Mu’temir haber vermiş. Mü’temir Davud et-Tuvafi’den duymuş ona da Ebu Müslim
el-Beceli Zeyd b. Erkam (r.a.)’den naklen haber vermiş ki Zeyd şöyle demiş:
Namazlarının sonunda
Resulullah (s.a.v.)’in şöyle dediğini işittim:-
Süleyman b. Davud
Resulullah (s.a.v.) şöyle derdi, diye rivayet etti.-
“Ey bizim ve her şeyin
Rabbi olan Allah’ım! Senin yegane Rab olduğuna ortağının olmadığına ben
şahidim. Bizim ve her şeyin Rabbi olan Allah’ım! Ben bütün kulların kardeş
olduğuna şahidim. Ey bizim ve her şeyin Rabbi olan Allah, beni ve ailemi dünya
ve ahirette devamlı olarak sana ihlasla bağlı kıl. Ey yücelik ve ikram sahibi
Allah! (Beni kabul etmek üzere) dinle ve karşılk ver. Allahu ekber, Allahu
ekber, “Allah göklerin ve yerin nurudur.”
Süleyman b. Davud'un
rivayeti şöyledir:
"Rabbüssemâvât
ve'l-ard (göklerin ve yerin Rabbi) Allahü ekber, Allahii ekber ve ni'mel vekîl.
Hasbiyellahü ve ni'mel vekîl (Allah bana yeter ve ne güzel vekildir) Allahii
ekber, Allahii ekber."
İzah:
Ahmed b. Hanbel, IV,
369.
Aslında senedin
tamamını terceme etmek âdetimiz değildir.Ancak bu hadisi Ebû Dâvud, Müsedded ve
Süleyman b. Dâvûd el-Atekî olmak üzere iki ayrı üstaddan işitmiş, Müsedded'in metnini
esas almıştır. Ancak Süleyman'ın ayrıldığı noktalara da dikkat çekmiştir. Bu hususlara
işaret etmek ve terceme esnasında geçen isimlerin tanınmasını sağlamak için bu
kez sened tümüyle terceme edilmiştir.
Dârekutnî, Mü'temir b.
Süleyman'ın "Dâvud et-Tufâvî, Ebu Müslim el-Becelî, Zeyd b. el-Erkam"
senedinde yalnız kaldığını söylemiş, el-Münzirî ise, "isnad"ında
Dâvûd et-Tufâvî var" diyerek hadisin zayıf olduğuna işaret etmiştir.
Yahya b. Main son görüş olarak Dâvud için "leyse bi şey'in" tâbirini
kullanmıştır.
Hadis-i şerif
namazlardan sonra, metinde geçen sözlerle dua etmenin meşru olduğununa delâlet
etmektedir.