NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَيُّوبُ
بْنُ
مُحَمَّدٍ
الرَّقِّيُّ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عُبَيْدٍ
حَدَّثَنَا
إِدْرِيسُ
بْنُ يَزِيدَ
الْأَوْدِيُّ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ مُرَّةَ
الْجَمَلِيِّ
عَنْ أَبِي
الْبَخْتَرِيِّ
الطَّائِيِّ
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ
الْخُدْرِيِّ
يَرْفَعُهُ
إِلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَيْسَ
فِيمَا دُونَ
خَمْسَةِ
أَوْسُقٍ
زَكَاةٌ
وَالْوَسْقُ
سِتُّونَ مَخْتُومًا
قَالَ
أَبُو دَاوُد
أَبُو
الْبَخْتَرِيُّ
لَمْ
يَسْمَعْ
مِنْ أَبِي
سَعِيدٍ
Ebû Saîd el-Hudrî'nin
merfu' olarak rivayet ettiğine göre, Nebi (s.a.v.):
"Beş vesk'ten az olan (hurma, üzüm ve hubûbat)da zekât
yoktur.Bir vesk damgalanmış altmış sa'dır" buyurmuştur.
İbn Mâce, zekât; Dârimî,
zekât; Ahmed b. Hanbel,
111-59.
Ebu Davud dediki:
Hadisin senedinde geçen Ebu'l-Bahteri,
Ebu Saîd'den hadis
duymamıştır.
İzah:
Bu hadis bir önceki
hadiste geçen "beş vesk'ten az olan (hurma, üzüm
ve hubûbat)da zekat yoktur", fıkrasını te'yid
ettiği gibi vesk'in miktarım da açıklamaktadır.
Daha önce belirttiğimiz
gibi "evsuk" kelimesi, "vesk" veya "visk'-'in
çoğuludur. Vesk veya visk'in
anlamı deve, katır ve merkebin yükü demektir. Burada ise, altmış sa' manâsında kullanılmıştır.
Bir vesk'in
altmış sa' olduğu hususunda ittifak vardır. Sa' ise, dört müdde eşit olan bir
ölçektir. Müddün kaç rıtıl
olduğu hususunda ise, fakihler arasında ihtilâf
vardır.
Ebû Hanife, Muhammed ve Irak fakihlerine göre bir sa', sekiz rıtl-ı Bağdadî'ye eşittir.
Mâlik, Şafiî, Ahmed b. Hanbel, Ebû Yusuf ve Hicaz fakihlerine
göre ise, bir sa', 5
1/3 rıtl-ı Bağdadî'dir.
Bazı âlimler demişler
ki, bu ihtilâf su ile buğdayın özgül ağırlıkları arasındaki farktan neş'et etmiştir. Yani bir sa'ın
sekiz rıtl olduğunu söyleyen fakihler,
bir sa'ın aldığı suya, itibar etmişlerdir. 5 1/3 rıtıl olduğunu söyleyen âlimler de onun aldığı arpa veya
hurmaya itibar etmişlerdir. Bir başka ifadeyle 8 rıtıl
su, 5 1/3 rıtıl buğdaya muadildir. Hal böyle olunca sa' ve müdd miktarı hakkında bir
ihtilâf kalmıyor.
Hanelilerin muteber
saydığı rıtla "rıtl-i Irâkî" veya "rıtl-ı
Bağdadî" Malikî, Şafiî ve Hanbelîler'in kabul
ettiği rıtla da "Medine rıtlı"
veya "Rıtl-ı Hicâzî"
denilmektedir.
Rıtıl, sa' ve vesk'in
dirhem ve gram olarak hesabı:
1. dirhem-i örfî (3,12
gr.)'ye göre:
a. Hanefilere göre bir rıtl-ı bağdadî, 130 dirhemdir.
Bir rıtl
= 130 dirhem, bir dirhem-i örfî = 3,12 gr. Bir rıtıl =
130 X 3,12
= 405,6 gr.
Bir sa'
= 8 rıtıl x 130 dirhem = 1040 dirhem.
Bir sa
= 1040 dirhem x 3,12 = 3,244 kgr.
Bir vesk
= 60 sa' x 1040 dirhem =
62400 dirhem
Bir vesk
= 62400 x 3,12 - 194,688 kgr.
Beş vesk
=5x194,688 = 973,440 kgr.
b. Şafiîlerle Hanbelîlere göre bir rıtıl 128
4/7 dirhemdir. Buna göre:
Bir rıtıl
= 128 4/7 dirhem = 128,57 dirhem,
Bir rıtıl
= 128,57 x 3,12 = 401.14 gr.
Bir Sa'
= 5 1/3 rıtıl x 128 4/7 - 685 5/7 dirhem o da 685,71
dirhem'e eşittir.
Bir Sa'
- 685,71 dirhem- X 3,12 = 2,140 kgr.
Bir Vesk
= 60 sa'
x 685,71 dirhem = 41142,60 dirhem
Bir Vesk
= 41142,60 x 3,12 = 128,365 kgr.
Beş Vesk
= 5 X 128,365 = 641,825 kgr.
c. Malikîler'e
göre bir rıtıl,
128 dirhemdir. Buna göre: Bir rıtıl = 128
dirhem.
Bir rıtıî
= 128 X
3,12 = 399,36 gr.
Bir Sa'
= 5 1/3 rıtıl
x 128 dirhem -
682,66 dirhem.
Bir Sa'
= 682,66 dirhem X 3,12 = 2,130 kgr.
Bir Vesk
- 60 sâ'
x 682,66 dirhem = 40959,60
dirhem.
Bir Vesk
= 40959,60 X 3,12 = 127,794 kgr.
Beş Vesk
= 5 X 127,794 = 638,970 kgr.
2. Dirhem-i şer'î (2,8 gr.)'ye göre:
a. Henefîlere
göre:
Merhum Ömer Nasuhî Bilmen'in hesabına göre,
bir dirhem-i şer'î -2,8 gr.
Bir rıtıl
= 130 dirhem.
Bir rıtıl
= 130 X
2,8 = 364 gr.
Bir Sa'
= 8 rıtıl x 130 dirhem = 1040 dirhem
Bir Sa'
= 1040 dirhem X 2,8 =2,912 kgr.
Bir vesk
= 60 sa' X 1040 dirhem = 62400 dirhem
Bir vesk
= 62400 X 2,8 = 174,720 kgr.
Beş vesk
= 5 X 174,720 = 873,600 kgr.
b. Şafiîlerle Hanbelîlere göre:
Bir rıtıl
= 128 4/7 dirhem = 128,57 dirhem
Bir rıtıl
= 128,57 X 2,8 = 359,99 gr.
Bir Sa' - 5
1/3 rıtıl
x 128 4/7 = 685
5/7 = 685,71'dirhem.
Bir Sa' - 685,71 dirhem X
2,8 = 1,920 kgr.
Bir Vesk
= 60 sa' X
685,71 dirhem - 41142,60 dirhem
Bir Vesk -
41142,60 X 2,8 =
115,199 kgr.
Beş Vesk = 5
X 115,199 = 575,595 kgr.
c. Mâlikîlere göre:
Bir rıtıl
= 128 dirhem
Bir rıtıl
= 128 X 2,8 = 358,4
Bir Sa' = 5 1/3 rıtıl X 128
dirhem = 682,66 dirhem
Bir Sa'
- 682,66 dirhem x 2,8 =
1,911 kgr.
Bir Vesk
= 60 sa'
X 682,66 dirhem = 40959,60 dirhem
Bir Vesk
= 40959,60 X 2,8 = 114,687 kgr.
Beş Vesk
= 5 X
114,687 = 573,435 kgr.
3. Dirhemi miskale mukayese yoluyla grama çevirme:
a. Hanelilere göre:
Bir rıtıl
= 130 dirhem. Bir dirhem = 2,975 gr.
Bir rıtıl
= 130 X 2,975 = 386,75 gr.
Bir sa' = 8 rıtıl x 130 dirhem = 1040 dirhem
Bir sa'
- 1040 dirhem X 2,975 = 3,094 kgr.
Bir Vesk - 60 sa' x
1040 dirhem = 62400 dirhem
Bir Vesk =
62400 X 2,975 = 185,640 kgr.
Beş Vesk
= 5 x 185,640 = 928,200 kgr.
b. Şafiîlerle Hanbelîlere göre:
Bir rıtıl = 128 4/7
= 128,57 dirhem
Bir rıtıl = 128,57
X 2,975 = 382,495 gr.
Bir Sa' - 5
1/3 rıtıl
X 128 4/7 = 685
5/7 -
685,71 dirhem
Bir Sa' = 685,71 dirhem x
2,975 = 2,034 kgr.
Bir Vesk = 60 sa' x
685,71 dirhem = 41142,60 dirhem
Bir Vesk = 41142,60
X 2,975 = 122,399
Beş Vesk
= 5 X
122,399 - 611,995 kgr.
c. Mâlikilere göre:
Bir rıtıl = 128
(Jirhem
Bir rıtıl =
128 X 2,975
= 380,80
Bir sa' =
5 1/3 rıtıl X 128 dirhem
- 682,66 dirhem
Bir sa' =
682,66 dirhem X 2,974
= 2,031 kgr.
Bir Vesk
= 60 sa'
x 682,66 dirhem = 40959,60 dirhem
Bir Vesk =
40959,60 X 2,975
- 121,855 kgr.
Beş Vesk =
5 X 121,855
= 609,275 kgr.
Dirhemi grama çevirmede
en sıhhatli yol daha önce de belirtildiği gibi bir dirhemin 2,975 gr.'
olmasıdır. Buna göre -mezhepler arası hesap farklılıkları da dikkate
alınarak- mahsûlde zekâtın nisabı:
a. Hanefîlere göre
yaklaşık olarak 928,5 kgr,
b. Şafiîlerle Hanbelîlere göre yaklaşık olarak 612 kgr,
c. Mâlikîlere göre
yaklaşık olarak 610 kgr.dır.
Netice olarak
diyebiliriz ki; üzüm, hurma ve hububatın nisabında zikr
edilen rakamların en ihtiyatlısı 610 kg. olanıdır. Bundan az miktarda mahsulü
olan zekât vermekle mükellef değildir. Daha fazla olursa zekâtım vermelidir. Bu
durum, bu hadisle amel edenlere göredir. Daha doğrusu bu konuda da ihtilâf
edilmiştir.
İmam Malik, İmam Şafiî,
İmam Ahmed b. Hanbel, İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed yerden çıkan mahsulün beş vesk olması halinde zekâtının verilmesinin farz olduğu
görüşündedirler. Yerden çıkan mahsûlün zekatına öşür denilmektedir.
İbn Abbâs, Nehaî
ve Ebû Hanife'ye göre
yerden çıkan mahsul az veya çok olsun, sun'î şekilde
veya yağmurla sulansın zekâtı verilir. Bundan dere boylarında biten kamış,
odun ve ot müstasnâdır.
Nevevî diyor ki: "Bu hadiste (yani bundan önceki hadiste)
iki şeye değinilmiştir. Birisi sayılanlarda zekâtın vâcib
olması, diğeri bunlardan daha az miktarlarda zekâtın vâcib
olmamasıdır. Bu iki konuda müslümanlar arasında hilaf
yoktur. Yalnız Ebu Hanife
ile seleften bazıları hububatın azına da çoğuna da zekât lâzım geldiğini
söylemişlerdir ki, bu görüş bâtıldır ve sahih hadislere ters
düşmektedir."
Buhârî sarihi Aynî, Nevevî'riin bu
sözüne Umdeiü'l-Kaari adlı
eserinde şöyle karşılık vermiştir:
"Bu çirkin bir
sözdür. İlim, fazilet, zühd sahibi ve tâbmnun büyüklerine olan yakınlık yönünden önde gelen bir
imam hakkında böyle bir söz söylemek doğru değildir. Bilhassa kendisi gibi halk
arasında geniş ilmi, büyük zühd ve insafı ile
tanınmış bir zattan böyle yerlerde güzel sözler beklenir, âlimlere yakışan
budur. Kötü sözler ancak bâtılda direnen mutaassıblardan
beklenir. Nevevî bu görüşün batıl oluşu ile sahih
hadislere muhalefetini, yalnız Ebû Hanife'ye değil, seleften bazılarına da nisbet
etmiştir. Seleften murad, Ömer b.Abdulaziz,
Mücâhid ve Nehaî'dir."
Abdurrezzâk "MusanneP'inde senedini
vererek Ömer b. Abdulaziz'den naklen şu haberi tahrîc etmiştir:
"Ömer: yerden
çıkan mahsûlün azına da çoğuna da öşür vardır" demiştir.
İmam Züfer de bu görüştedir.
Bunların delili
"Sizin için yerden çıkardığımız rızıklardan da
infak ediniz" ve “Hasat günü yerden çıkan mahsûlün hakkını verin"
âyetleriyle; Müslim, Nesaî ve Ahmed
b. Hanbel'in Câbir'den merfû olarak rivayet ettikleri "Nehirlerle1 yağmur sularının
suladıkları mahsullerde Öşür, hayvanla sulanan mahsullerde de yarını öşür
vardır" hadis-i şerfidir. (Ayrıca bk. Hadis
no: 1596-1597)
Bunlar cumhurun delili
olarak ileri sürdüğü "beş veskten az olan mahsulde
zekât yoktur" hadisini ise, ticâret zekâtına hamletmişlerdir. Veya-hutta "Âmm ile hâs tearuz
edip de hangisinin sonra olduğu bilinmezse ihtiyaten âmm
hassa takdim edilir" kaidesine göre ictihâd
etmişlerdir. Ancak Cumhura göre onların bu hadisi ticaret zekâtına
hamletmeleri hadisin zahirini delilsiz olarak başka mânâya çekmektir. Âmmın hassa takdimim ise, kabul etmemektedirler. Çünkü
onlara göre hass, amma takdim edilir.
Hadiste geçen
"damgalanmış altmış sa' "dan murad, artırılıp eksiltilmesin diye üzerine mühür vurulan
ölçektir. Bunu Vaktiyle hükümdarlar öyle yaparlarmış. Altmış sa'ınyani bir veskin kaç kg.
olduğunu daha önce zikretmiştik.
Ebû Dâvûd, "Ebu'l-Bahterî, Ebû Said'den
hadisi işitmemiştir" demekle, bu hadisin, munkati
olduğuna işaret etmiştir.
Nitekim İbn Mâce bu hadisi Câbir'den, Dârekutnî de Hz.Âişe'den zayıf senetlerle
rivayet etmişlerdir. Ayrıca Ebû Hatim'in, "Ebul-Bahterî, Ebû
Saîd'ın zamanına ulaşamamıştır" sözü de Ebû Davud'un bu beyanını te'yid etmektedir.