NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الصَّبَّاحِ
الْبَزَّازُ
حَدَّثَنَا
شَرِيكٌ عَنْ
عُثْمَانَ
بْنِ أَبِي
زُرْعَةَ
عَنْ أَبِي
لَيْلَى
الْكِنْدِيِّ
عَنْ
سُوَيْدِ بْنِ
غَفَلَةَ
قَالَ
أَتَانَا
مُصَدِّقُ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَأَخَذْتُ
بِيَدِهِ
وَقَرَأْتُ
فِي عَهْدِهِ
لَا يُجْمَعُ
بَيْنَ
مُفْتَرِقٍ وَلَا
يُفَرَّقُ
بَيْنَ
مُجْتَمِعٍ
خَشْيَةَ
الصَّدَقَةِ
وَلَمْ
يَذْكُرْ
رَاضِعَ
لَبَنٍ
Süveyd b. Gafele'den;
demiştir ki: Peygamber (s.a.v.)'in zekât memuru bize geldi, onun elini tuttum
(onunla tokalaştım) ve onun (zekât) mektubunda şunu okudum:
"Zekât (artar veya
eksilir) korkusuyla ayrı olan (mallar) biraraya toplatılmaz, toplu olan (mal)
da ayırılmaz" (Ama Râvi Ebû Leylâ el-Kindî) "Süt emen (veya sütlü)
hayvan" sözünü zikretmedi.
İzah:
İbn Mâce, zekât, Dârimî
zekât
……..kelimesi, bir
önceki hadiste olduğu gibi mektup
mânâsında kullanılmıştır.Nitekim bu kelime Dârekutnî rivayetinde açıkça
"kitap: Mektup" diye zikredilmiştir.
"Zekât (artar veya
eksilir) korkusuyla -ayrı olan (mallar) bir araya toplatılmaz, toplu olan (mal)
da ayrılmaz" fıkrasıyle ilgili malumat 1567 no'lu hadisin açıklamasında
verilmiştir.
Bu hadisi Süveyd b.
öafele'den rivayet eden Ebû Leylâ el-Kindî, bir önceki hadiste geçen "süt
emen (veya sütlü) hayvan alma" sözünü zikretmemiştir.