NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
وَسُلَيْمَانُ
بْنُ دَاوُدَ
الْعَتَكِيُّ
قَالَا
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ
أَيُّوبَ
عَنْ نَافِعٍ
قَالَ قَالَ
عَبْدُ
اللَّهِ
فَعَدَلَ
النَّاسُ
بَعْدُ
نِصْفَ صَاعٍ
مِنْ بُرٍّ
قَالَ وَكَانَ
عَبْدُ
اللَّهِ
يُعْطِي
التَّمْرَ فَأُعْوِزَ
أَهْلُ
الْمَدِينَةِ
التَّمْرَ
عَامًا
فَأَعْطَى
الشَّعِيرَ
Nâfi'den; demiştir ki
Abdullah b. Ömer:
"Halk, daha sonra yarım sâ' buğdayı (o şeylerden bir sa'a) denk
tuttular" dedi.
Nâfi' dedi ki:
Abdullah b. Ömer kuru
hurma verirdi. Bir sene (beliren hurma kıtlığından dolayı) Medine'liler kuru hurma
bulamadılar da arpa verdiler.
İzah:
Buharî, zekât; Mushm,
zekât; Tirmizî, zekât; Nesaî, zekât
"Daha
sonra" sözü ile "halkın arpa, hurma ve kuru üzüm vermelerinden sonra"
manası kastedilmiştir.
ifadesinde
Medine'lilerin o sene hurma mahsûlü alamadıkları ve sadaka olarak vermek için
onu bulamadıkları anlatılmıştır.