NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
وَأَحْمَدُ
بْنُ حَنْبَلٍ
قَالَا
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ الزُّهْرِيِّ
عَنْ سَالِمٍ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ سَأَلَ
رَجُلٌ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَا يَتْرُكُ
الْمُحْرِمُ
مِنْ الثِّيَابِ
فَقَالَ لَا
يَلْبَسُ
الْقَمِيصَ
وَلَا
الْبُرْنُسَ
وَلَا
السَّرَاوِيلَ
وَلَا الْعِمَامَةَ
وَلَا
ثَوْبًا
مَسَّهُ وَرْسٌ
وَلَا
زَعْفَرَانٌ
وَلَا
الْخُفَّيْنِ
إِلَّا
لِمَنْ لَا
يَجِدُ
النَّعْلَيْنِ
فَمَنْ لَمْ
يَجِدْ
النَّعْلَيْنِ
فَلْيَلْبَسْ
الْخُفَّيْنِ
وَلْيَقْطَعْهُمَا
حَتَّى
يَكُونَا أَسْفَلَ
مِنْ
الْكَعْبَيْنِ
İbn Ömer'den; demiştir ki:
Bir adam Resûlullah (S.A.V.)'e; -İhramlı (bir kimse) elbiselerden
hangilerini (giymeyi) terkeder? diye sordu. (Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemde);
"Gömlek, bornoz,
don, sarık, alaçehre veya safran çiçeğiyle boyanmış
elbise ve mest giyemez. Ancak (dikişsiz) ayakkabı bulamayan kimse müstesnadır.
Kim (dikişsiz) ayakkabı bulamazsa mest giysin (Ama) onları topuklardan aşağı
olacak şekilde kessin," buyurdu.
İzah:
Buhârî, hac. Cezau's-sayd, libâs; Müslim, hac; Tirmizi,
hac; Nesâî, hac; ibn Mâce, menâsik; Dârimî, menâsik; Muvatta', hac; Ahmed b. Hanbel, II, 29, 32, 34, 54, 63, 65, 77, 119.
Resûl-i Ekrem'e bu
soruyu soran zatın kim olduğu hak-kında kaynaklar bir bilgi vermiyor. Hadisin zahirinden
sözü geçen zatın bu soruyu daha ihrama girmeden önce sorduğu anlaşılıyor.
Nitekim İbn Ömer'in rivayet ettiği şu hadis-i şerif
de bu ihtimali te'yid etmektedir: Adamın biri Resûhıllah (S.A.V.)'e. yüksek sesle:
"İhrama girdiğimiz
zaman ne giyelim? diye sordu...[Nesâî, menâsik] Beyhâkî'nin rivayet
ettiği şu hadisten de bu sorunun Nebi (S.A.V.)'in mescidinde sorulduğu
anlaşılıyor: Adamın biri.şu yüksek makamda -yani mescidin giriş yerinde- Resûlullah (S.A.V.)'e hitaben;
"Ya Resûlullah, ihramlı kimse
hangi elbiseleri giyebilir? dedi. (Resûlullah sallallahu aleyhi ve selem);
"Don giyemez"
diye cevap,verdi.[Beyhâkî, es-Sünenü'l-kübrâ, V, 49.] Bu hadis-i şerifle İbn
Abbâs'ın rivayet etmiş olduğu: Nebi (S.A.V.) bize
Arafat'ta bir hutbe irâd etti de: "Kim eteklik
bulamazsa, don giyinsin" buyurdu.[Buhârî, cezâü's-Sayd] anlamındaki hadis-i
şerif arasında bir çelişki yoktur. Çünkü bu hâdisenin iki kere tekerrür etmiş
olması mümkündür. İbn Hacer'in
beyânına göre, İbn Ömer hadisinin soru soran bir
zata cevap mâhiyetinde oluşu, İbn Abbâs
hadisinin ise, herhangi bir soruya cevap vermek maksadı taşımaksızın bu mevzuyu açarak söze başlamış olması da bu ihtimali
kuvvetlendirmektedir.[İbn Hacer,
Fethü'1-Bârî, IV, 144, 145.]
Metinde geçen,
"İhramlı bir kimse elbiselerden hangilerini (giymeyi) terkeder?"
cümlesi, değişik şekillerde rivayet edilmiştir. Ebû Davud'un bu rivayeti şâz bir rivayettir. Bu rivayetler
içerisinde tercih edilen (mahfuz olan) rivayet Buhârî
ile Beyhâkî'nin Mâlik vasıtasıyla Nâfi'den
naklettikleri, "ihramlı bir kimse elbiselerden (hangisini)
giyebilir?" diye başlayan rivayettir. Çünkü bu rivayette ihtilâf yoktur.[İbn Hacer, Fethu'l-Bârî,
IV, 145.] Ulemânın beyanına göre, hadis-i.şerif Nebi (S.A.V.)'in bedi ve veciz
sözlerinden biridir. Çünkü kendisine hacca niyet eden bir kimsenin neler
giyebileceği sorulmuş, cevaben "filân ve filân şeyleri giymeyiniz"
buyurmuştur. Bu suretle cevaptan, hadisde zikri geçen
şeylerin giyilemeyeceği, onlardan maada her şeyin giyilebileceği anlaşılmıştır.
Giyilmeyecek şeylerin
tasrîh buyurulması evlâdır. Çünkü bunlar mahduttur.
Giyilecek şeyler ise, çok olup teker teker sayılması
zordur. Nevevî diyor ki: "Ulemâ bu hadiste geçen
şeylerin ihram halinde giyilemeyeceğinde ittifak etmişlerdir. Resûlullah (S.A.V.) gömlek ve don ile onlara benzer dikişli
ve bedeni sımsıkı saran herşeyin giyilemeyeceğine
işaret buyurduğu gibi, kavuk ve bornoz ile dikişli veya dikişsiz başı örten her
şeye hatta sargıya dahi dikkat çekmiştir. Sargıya ihtiyacı olan hacı, onu
sarar, fakat fidye vermesi icab eder.
Mestlerle ayakları
örten her şeyin ihram halinde giyilmesinin yasak olduğunu ifade buyurmuştur.
Bütün bunlar erkeklere mahsustur. Kadına gelince: Dikişli veya dikişsiz her
şeyle, -yüzünden maada- bütün bedenini örtmesi mubahtır. Fakat ne ile olursa
olsun, yüzünü örtmesi haramdır. Ellerini eldivenle örtmesi ulemâ arasında
ihtilaflıdır. Şafiî'nin bu hususta iki kavli vardır. Esah
olan kavline göre ihramlı bir kadının eldiven giymesi haramdır.
Resûlullah (S.A.V.) alaçehre ve safranı zikretmekle
bu türden şeylere, yani güzel koku sürünmeye işaret buyurmuştur. İhram halinde
erkek ve kadın bütün hacılara her nevi koku sürünmek haramdır. Lâkin meyve ve
çiçek gibi şeyleri koklamak haram değildir. Zira bu gibi şeyler kokulanmak
maksadıyla kullanılmazlar. Ulemânın beyânına göre hacca niyet eden kimseye
zikri geçen şeylerin haram kılınması onu refah halinden uzaklaştırmak, huşu ve
mezellet sıfatıyla vasıflandırmak içindir.
Hacı bütün hacc müddetince ihramlı olduğunu hatırlayacak bu suretle
daha ziyâde zikir ve ibâdetle meşgul olacak kendini murâkebe
edecek, ibâdetini koruyacak, haram olan şeylerden sakınacak ihram elbisesiyle
ölümü, kefeni ve kıyamet gününde insanların yalınayak baş açık huzur-u ilâhiye
çıkacaklarım hatırlayacaktır.
Koku sürmenin ve
kadınlara yaklaşmanın haram kılınmasındaki hikmet, dünya ziynetleriyle dünya
lezzetlerinden ve refahdan uzak kalarak bütün
düşüncesini uhrevî maksatlara tahsis etmektir.
Vers: Yalnızca Yemen'de yetişen sarı oir
çiçektir. Elbise boyamakta kullanılır. Safran dahî sarı bir çiçektir. Arap
memleketlerinde yetişmez. cümlesindeki "lâ" kelimesi nâfiye ve nahiye olabilir. Nâfiye
olduğu takdirde dahil olduğu fiil-i muzârî' merfû', nahiye olduğuna göre mecnûm
okunur.