NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
خَالِدُ بْنُ
عَبْدِ
اللَّهِ
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ بْنُ
أَبِي
زِيَادٍ عَنْ
عِكْرِمَةَ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَدِمَ
مَكَّةَ
وَهُوَ يَشْتَكِي
فَطَافَ
عَلَى
رَاحِلَتِهِ
كُلَّمَا
أَتَى عَلَى
الرُّكْنِ
اسْتَلَمَ الرُّكْنَ
بِمِحْجَنٍ
فَلَمَّا
فَرَغَ مِنْ طَوَافِهِ
أَنَاخَ
فَصَلَّى
رَكْعَتَيْنِ
İbn Abbâs'tan rivayet
olunduğuna göre,
Resûlullah (S.A.V.)
Mekke'ye rahatsız olarak geldi. (Beyt'i) hayvanı üzerinde tavaf etti. (Hacer-i
Esved'in bulunduğu) rüknü her gelişinde onu asayla selâmladı. Tavafını
bitirince (devesini) çöktürüp iki rekat namaz kıldı.
İzah:
Ahmed b. Hanbel, I,
237; Tirmizî, hac; İbn Mâce, menâsik; Dârimî, menâsik; Müslim, hac
Tavaftan sonra kılınan bu iki rekatlık. namaza
"tavaf namazı" denir.Bu
konuda Hanefi ulemâsından
Aliyyü'1-Kârî şunları söylüyor:
Bu namaz başlı başına
vâcib bir namazdır. Sünnet değildir. Her tavaftan sonra kılınmalıdır. Yapılan
tavafın farz, vâcib, sünnet veya nafile olması neticeyi değiştirmez. Ayrıca bu
namaz bir zaman ve mekâna da mahsus değildir. Bu itibarla bu namazın vaktinin
geçmiş olması da söz konusu değildir. Bu namaz ancak ölümle fevt olur. Çünkü
müstakil bir namazdır. Haccın vacipleriyle ilgisi yoktur. Bazı menasikte olduğu
gibi yerine kurban kesilerek borçtan kurtulmak mümkün olmadığı için bu namazın
terki de düşünülemez. Bu iki rekat kıhnmadıkça zimmette borç olarak kalır.
Çünkü bu iki rekatın kılınması herhangi bir zaman ve mekânla kayıtlı değildir.
Bu bakımdan Harem dışında kılınabileceği gibi vatana döndükten sonra kılmak da
caizdir. Fakat tenzîhen mekruhtur. Sünnet olan tavaf ile bu namazın arasını
ayırmamak, hemen tavaftan sonra kılmaktır. Bu tavaf namazının edası için efdal
olan yer Makam-ı İbrahim'in arkasıdır. Birinci rekatte Fatiha'dan sonra Kâfirûn
Suresini, ikinci rekatta da ihlâs Suresini okuyup namazın sonunda nefsi, sevdikleri
ve diğer müslümanlar için dua etmek müstehabtır.
Tavaf namazının Kabe'yi
tazimle hiç bir ilgisi yoktur. Bu namaz sadece Allah'ı tâ'zim ve O'na kulluk
için meşru kılınmış ve bu hikmete mebni olarak da bu namazda Allah'ın zâtından
ve sıfatlarından bahseden Kafirûn ve İhlâs surelerinin okunması müstehab
olmuştur.