NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
الْحَسَنُ
بْنُ عَلِيٍّ
حَدَّثَنَا
أَبُو
عَاصِمٍ عَنْ
جَعْفَرِ
بْنِ يَحْيَى
بْنِ ثَوْبَانَ
أَخْبَرَنِي
عِمَارَةُ
بْنُ
ثَوْبَانَ حَدَّثَنِي
مُوسَى بْنُ
بَاذَانَ
قَالَ أَتَيْتُ
يَعْلَى بْنَ
أُمَيَّةَ
فَقَالَ إِنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ
احْتِكَارُ
الطَّعَامِ
فِي
الْحَرَمِ
إِلْحَادٌ
فِيهِ
Ya'Ia b. Ümeyye
(demiştir ki:
Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Harem dâhilinde
gıda maddeleri karaborsacılığı yapmak orada zulüm yapmaktır."
İzah:
Feyzu'l-Kadîr, I, 182,
(hadis no: 232, 233).
İhtikâr (karaborsa); birşeyi
azaltarak kıymet kazanması için saklamak demektir.
Fıkıhta ise,
"insanların ve ehlî hayvanların yiyecek içeceklerini ve hayat için zarûrû
malları satın alıp kıymetleri yükselir diye kırk gün saklamak" demektir.
Binaenaleyh ihtikâr dinimizce haram kılınmıştır. İhtikârın kirk gün ile
sınırlandırılması ihtikârcıya verilecek cezanın gerçekleşmesi ile ilgilidir.
Yoksa bir gün bile ihtikâr yapan kimse günahkâr olur. Bu hüküm her memleket
için geçerlidir. Ancak bu suç Harem-i Şerîf içerisinde işlenecek olursa cezası
daha da büyük olur. Bu sebeple Allah t'eâlâ ve tekaddes hazretleri Kur'ân-ı
Keriminde "Kim orada zulm ile ilhada yellenirse biz ona pek acıklı bir
azab tattırırız." buyuruyor.[Hac 25]
Metinde geçen
"ilhâd" kelimesi lügatte "hak"dan sapmak anlamına gelirse
de, burada zulüm anlamına kullanılmıştır. Çünkü Mekke arazisi ziraate elverişli
olmadığından orada bulunan kimseler rızık-te'mininde fevkalade güçlük
çekmektediler. Bu sebeble orada yapılan karaborsacılık tam manâsıyla .zulümdür.
Bu hadis, senedinde
Cafer, Umâre, Musa gibi kimlikleri meçhul kişiler bulunduğundan zayıftır.