SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

MENASİK BAHSİ

<< 1754 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ الْأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ وَمَرْوَانُ بْنُ الْحَكَمِ أَنَّهُمَا قَالَا خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فَلَمَّا كَانَ بِذِي الُحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْيَ وَأَشْعَرَهُ وَأَحْرَمَ

 

el-Misver b. Mahreme ile Mervân'dan; demişlerdir ki:

 

Resûlullah (s.a.v.) Hudeybiye (müsalahası) yılında (umre için Medine'den yola) çıkıp da Zulhuleyfe'ye vardığında kurbanlığın boynuna gerdanlık taktı (sonra) işaretledi ve ihrama girdi.

 

 

İzah:

Buhârî, hac; Müslim, hac; Nesâî, menâsik

 

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Hudeybiye barışı hicretin altıncı senesinde müslümanlarla, Mekkeli müşrik­ler arasında Mekke'nin varoşlarındaki Hudeybiye'de yapılmıştır. Bu sene­de Hz. Nebi (s.a.v.) Zilkade ayının başında 1500 kadar ashâbıyla Mek­ke'ye doğru yola çıktı, yanında 70 kurbanlık deve bulunuyordu. Ashâb-ı kiramın yanında bulunan develerin sayısı ise,    yedi'yüze ulaşıyordu.

 

Dârekutnî'nin rivayetinde ise, "Nebi (s.a.v.)'in yanında Hudey­biye Barış gününde 700 kişi için 70 kurbanlık deve bulunduğu" kaydedil­mektedir. Buharı ve Nesâî'nin rivayetlerinde Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in ya­nında bulunan sahâbi sayısının bin küsur olduğu kaydedilirken bazı riva­yetlerde de 1400 sahâbi olduğu ifade edilmektedir.

 

Bir önceki hadis-i şerifin şerhinde genişçe açıkladığımız gibi "Hedyi nişanlamak" kurban edilmek üzere Mekke'ye gönderilen hayvana belirle­yici bir işaret yapmaktır. Meselâ devenin hörgüçlerinden birini biraz kese­rek bu nişan yapılabilir. Bu, o hayvanın başkalarına karışması ve kaybol­ması halinde kurbanlık olduğunu belirtmek içindir. Bu şekildeki bir hay­vanı, vebalinden korktuğu için hırsız görürse çalmaz. Ulemânın büyük çoğunluğu kurbanlık olan hayvana işaret koymayı meşru görürler. Bunu caiz görmeyenler var ise de aslında onlar, işaret koymayı değil işaret ko­yarken aşırı gidip hayvana işkence yapılmasını caiz görmemişlerdir. Bu hadis-i şerif, mürseldir. Çünkü birinci râvisi Misver, her ne kadar sahabî ise de Hudeybiye yılında henüz dört yaşında idi. İkinci râvisi Mervân'm ise, sahâbîliği yoktur.

 

Bilindiği gibi muhaddislerin ekseriyyetine göre mürsel hadis zayıftn, delil olma niteliği yoktur. Şafiî ulemasından, İmâm Nevevî bu konuda şunları söylüyor: "Hadisçilerin büyük çoğunluğuna, fıkıh ve usul alimleri­nin bir çoğuna göre mürsel hadis zayıftır."[et-Takrîb, s.9.] İmâm Müslim de "Bizim asıl görüşümüze ; ve haberler ilmi ustalarının görüşüne göre, mürsel riva­yetler hüccet değildir.”[bk. Müslim, mukaddime 6. bab.] diyerek İmâm Nevevî ile aynı görüşte olduğu­nu ortaya koymuştur.

 

İmâm Ebû Harîife'ye, meşhur olan bir rivayete göre İmâm Mâlik'e ve Ahmed b. HanbePe göre, mürsel hadisle kayıtsız şartsız amel edilebilir. Bunlara tâbi, hadis, fıkıh ve usûl alimleri de aynı görüşü benimsemişler­dir. Delilleri ise, "İnsanların en hayırlısı yaşadığım devirde yaşayanlardır, sonra onları ta'kib eden (tâbî)ler, sonra da onları ta'kib edenler (tebeuttâ-biîn) gelir,"[Muslini, fedâilu's-sahâbe 210.] anlamındaki hadisi-i şeriftir.

 

İmâm Şafiî'ye göre ise, âdıd (onu destekleyen başka) bir rivayetle kuvvet kazanması halinde mürsel hadisle amel etmek caizdir.