NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ بْنُ
خَالِدٍ
الرَّمْلِيُّ
الْهَمَدَانِيُّ
وَقُتَيْبَةُ
بْنُ سَعِيدٍ
أَنَّ
اللَّيْثَ
بْنَ سَعْدٍ
حَدَّثَهُمْ
عَنْ ابْنِ
شِهَابٍ عَنْ
عُرْوَةَ
وَعَمْرَةَ
بِنْتِ
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ أَنَّ
عَائِشَةَ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهَا قَالَتْ
كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يُهْدِي مِنْ
الْمَدِينَةِ
فَأَفْتِلُ
قَلَائِدَ
هَدْيِهِ ثُمَّ
لَا
يَجْتَنِبُ
شَيْئًا
مِمَّا يَجْتَنِبُ
الْمُحْرِمُ
Urve ile Amre bint
Abdirrahman'dan rivayet edildiğine göre Âişe (r.anhâ.) (şöyle) buyurmuştur:
Rasûlullah (s.a.v.)
Medine'den (Beyt-i Şerife) kurbanlık gönderirdi. Kurbanlığının gerdanlığını da
ben örerdim. (Kurbanlığı gönderdikten) sonra ihrama giren kimsenin sakınacağı
şey(ler)den sakınmazdı.
Şunlarda tahric etti:
Buhârî, hac, vekâle;
Müslim, hac; Nesâî, menâsik; Ahmed b. Hanbel, VI, 78, 324, 238.