NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ حَاتِمٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
بْنُ
مَهْدِيٍّ حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
الْمُبَارَكِ
عَنْ
حَرْمَلَةَ
بْنِ
عِمْرَانَ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
الْحَارِثِ
الْأَزْدِيِّ
قَالَ
سَمِعْتُ
غُرْفَةَ
بْنَ
الْحَارِثِ
الْكِنْدِيِّ
قَالَ
شَهِدْتُ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ فِي
حَجَّةِ
الْوَدَاعِ
وَأُتِيَ
بِالْبُدْنِ
فَقَالَ ادْعُوا
لِي أَبَا
حَسَنٍ
فَدُعِيَ
لَهُ عَلِيٌّ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهُ
فَقَالَ لَهُ
خُذْ بِأَسْفَلِ
الْحَرْبَةِ
وَأَخَذَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِأَعْلَاهَا
ثُمَّ
طَعَنَا
بِهَا فِي الْبُدْنِ
فَلَمَّا
فَرَغَ
رَكِبَ
بَغْلَتَهُ
وَأَرْدَفَ
عَلِيًّا
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهُ
Ğurfe b. el-Hâris
el-Kındî'den; demiştir ki:
Resûlullah (s.a.v.)'ı
Veda Haccında gördüm. (Kendisine) hediy kurbanlıkları getirilince;
"Bana Ebû Hasan'ı
çağırınız!" dedi. Bunun üzerine derhal kendisine Ali (r.a.) çağrıldı. O'na
(hitaben);
"Şu süngünün (kabzasının)
alt kısmından tut" buyurdu. Resûlullah (s.a.v.) de süngünün (kabzasının)
üst kısmından tuttu. Sonra onu kurbanlık develere (ikisi birden) çaldılar.
(Resûlullah s.a.v.) işini bitirince devesine bindi ve Ali (r.a.)'yı da arkasına
aldı.
İzah:
Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, V, 238.
Sözü geçen hâdise Veda
Haccında vuku' bulmuştur. Bilindiği gibi Veda Haccında Resûl-i Ekrem
(s.a.v.)'in Beyt-i
Şerife gönderdiği
kurbanlık develer yüz adetti ve bu kurbanlıklara Hz. Ali de ortaktı. Bu
sebeple, Hz. Nebi özellikle Hz.Ali'yi çağırtmış kurbanların masrafına ortak
olduğu gibi onları kesmenin sevabına ortak olmasını sağlamıştır. Resûl-i Ekrem
(s.a.v.) kendisi süngünün kabzasının üst tarafından tutarken Hz. Ali'ye de
kabzanın alt tarafından tutmasını emretmiş bu suretle hem süngünün yere
düşmesini önlemiş, hem de kurbanı beraberce kesmelerim ve Hz. Ali'nin de kurban
kesmenin ecrine ortak olmasını sağlamıştır.