SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

NİKAH BAHSİ

<< 2072 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدُ بْنُ مُسَرْهَدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ عَنْ إِسْمَعِيلَ بْنِ أُمَيَّةَ عَنْ الزُّهْرِيِّ قَالَ كُنَّا عِنْدَ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ فَتَذَاكَرْنَا مُتْعَةَ النِّسَاءِ فَقَالَ لَهُ رَجُلٌ يُقَالُ لَهُ رَبِيعُ بْنُ سَبْرَةَ أَشْهَدُ عَلَى أَبِي أَنَّهُ حَدَّثَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَهَى عَنْهَا فِي حَجَّةِ الْوَدَاعِ

 

Zührî'den; demiştir ki:

 

Biz (birgün) Ömer b. Abdilazîz'in yanında (bulunuyor) idik, derken kadınların mut'a nikâhını konuşmaya başladık. Rabî' b. Sebre denilen bir adam:

 

Ben babamın; gerçekten Resulullah! (s.a.v..) Veda Haccında onu yasakladı, dediğine şâhid oldum, dedi.

 

 

İzah:

Müslim, nikâh, Nesâî, nikâh; îbn Mâce, nikâh; Ahmed b. Hanbel, III, 404.

 

İslamiyetin ilk devirlerinde zaruret icabı geçici olarak mübah kılınan mut'a nikahı hicretin onuncu yılında Veda Haccmda yasaklanmıştır.

 

Bu hadis-i şerîf Müslim'in Sahih'inde ve İmam Ahmed'in Müsned'inde şu manaya gelen lafızlarla rivayet olunmuştur:

 

"Rabia b. Sebre'nin babası Mekke'nin Fethinde Resulullah,(s.a.v.) iIa birlikte gaza etmiş ve (şun­ları) söylemiştir:

 

Orada onbeş gece kaldık. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) bize kadın­larla mut'a yapmaya izin verdi. Derken ben kavmimden bir zat ile birlikte dışarı çıktım, güzellik bakımından ben ondan üstün idim. Arkadaşım çir­kine yakm bir adamdı. İkimizin de kaftanı vardı, fakat benim kaftanım eski, amca oğlumun kaftanı ise yepyeni idi. Mekke'nin alt tarafında, ya­hut üst tarafına vardığımızda bize uzun boylu dişi deve gibi (endamlı) bir kadın rastladı. (Kendisine):

 

Biz’den birimizle mut'a yapmaya razı olur musun? dedik. Kadın:

 

Ne verirsiniz? dedi. Biz de kaftanlarımızı yaydık. Kadın her ikimize de bakmaya başladı. Arkadaşım kadının yanıbaşına baktığım görünce:

 

Bunun kaftanı eskidir, benim kaftanım ise yepyenidir, dedi. Kadın ise iki veya üç defa:

 

Onun kaftanının zararı yok, dedi sonra kadınla ben mut'a yaptım ve Resülallah (s.a.) mut'ayı haram edinceye kadar yanından çıkmadım.[Müslim, nikâh; Ahmed b. Hanbel, III, 405.]

 

Müslim'in diğer bir rivayetinde de şu ifâde vardır: Fetih yılında Mek­ke'ye girdiğimiz vakit Resûlullahi mut'a yapmamızı emir buyurdu. Artık ondan bizi nehyedinceye kadar mut'adan çıkmadım.[Müslim, nikâh]

 

Buhârî'nin Sahıh'inde ise Resûlallah'ın mut'ayı ve ehli eşek eti yeme­yi Hayber günü yasakladığı kayd edilmektedir.[Buhârî, nikâh]

 

Müslim ile İmam Ahmed'in rivayet ettikleri bir başka hadis-i şerifte de Resülallah (s.a.v.) .mut'a nikâhına Evtas yılında sadece üç günlüğüne izin verdiği ve üç gün sonra da yasakladığı ifâde ediliyor.[Müslim, nikâh; Ahmed b. Hanbel, IV, 55.]

 

Bu rivayetler arasında bir çelişki bulunduğunu zannetmek doğru de­ğildir. Çünkü mut'a nikahı önce hicretin yedinci yılında Hayber'de mubah kılınmış, bir süre sonra yasaklanmıştır. Nihayet hicretin sekizinci yılında Mekke'nin fethi sırasında tekrar mubah kılınmış, bir süre sonra da yasak­lanmıştır. Resûl-i Ekrem Efendimiz bu yasağın kesinleştiğini te'kîd etmek maksadıyla Veda Haccında bu yasağı yeniden ilân etmiştir. Böylece İslâmiyette bu iş son şeklini almış ve bu yasak kesinlik kazanarak yerine otur­muştur.

 

Müslim ile İmam Ahmed'in rivayetinde geçen Evtas Gününden mak­sat da Mekke'nin Fethedildiği gündür.

 

Üç şey’in ikişer defa neshedildiği söylenir. Bunlar mut'a nikâhı, ehlî eşek eti yemek, namaz kılarken Beyt-i Makdise yönelmek. Ulemâdan bazı­larına göre mut'a nikâhı zaten geçici olarak helâl kılındığı için onu yürür­lükten kaldıracak bir neshediciye ihtiyâç yoktur. Çünkü bir hükmün yü­rürlükten kaldırıldığından bahsedilmesine ihtiyaç duyulması için o hük­mün daha önce devamlı olarak yerleşmiş olması gerekir.[Ahmed b. Hanbel, III, 404.]