NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَبُو
كَامِلٍ
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ
يَعْنِي
ابْنَ
زُرَيْعٍ ح و
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
الْمَعْنَى
حَدَّثَنِي
مُحَمَّدُ بْنُ
عَمْرٍو
حَدَّثَنَا
أَبُو
سَلَمَةَ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
تُسْتَأْمَرُ
الْيَتِيمَةُ
فِي
نَفْسِهَا
فَإِنْ سَكَتَتْ
فَهُوَ
إِذْنُهَا وَإِنْ
أَبَتْ فَلَا
جَوَازَ
عَلَيْهَا وَالْإِخْبَارُ
فِي حَدِيثِ
يَزِيدَ قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَكَذَلِكَ
رَوَاهُ أَبُو
خَالِدٍ
سُلَيْمَانُ
بْنُ
حَيَّانَ وُمُعَاذُ
بْنُ مُعَاذٍ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَمْرٍو
Ebu Hureyre (r.a.)'den;
demiştirki: "Resûlullah (s.a.v.) (şöyle) buyurdu; "Babasız (baliğ)
kızın kendisinin nikahı) hakkında izni alınır, eğer susarsa o (sükût) onun
iznidir. Eğer kabul etmezse, üzerine varılmaz."
Tirmizî, nikah, Nesâî,
nikah; Dârimî, nikah; Ahmed b. Hanbel, I, 261, 334; II, 259, 475; IV, 94, 408,
411.
(Bu hadis) Yezid'in
rivayetinde (Muhammed b. Amr'den) ihbarla ("ahberani" tabiriyle
nakledilmiştir). Ebu Davud dedi ki: Aynı şekilde Ebu Halid Süleyman b. Hayyan
ile Muaz b. Muaz da bu hadisi, Muhammed b. Amr'den (muan'an olarak) rivayet
etmişlerdir.
AÇIKLAMA:
Yetîm "tek
kalma" anlamındaki "yetem" kökünden gelir. Babası ölmüş kimseye
babasından ayrı, tek kaldığı için yetim dendiği gibi kocası ölmüş kadına da
yetime denir. Bu kelimenin sözlük anlamıdır. Bu anlamda kaç yaşında olursa
olsun babası Ölmüş insana yetim denebilir. Fakat örfen yetim, babası ölmüş çocuğa
verilen addır. Bu itibarla erginlik çağına gelen çocuğa yetim denemez. Hz. Ali
"Bulûğa erdikten sonra yetimlik kalkar*' buyurmuştur. Demek ki örfen babaları
ölmüş erkek ve kızlara yetim dendiği gibi, kocasız kalmış kadınlara da yetime
denebilir. Hattabî'nin beyânına göre bu hadis-i şerifte "Yetime"
kelimesiyle, "bulûğ çağına varmadan Önce babası ölmüş sonra bulûğ çağına
ermiş bakire kız" kastedilmiştir. Nitekim "Yetimlere mallarını veriniz."[Nisâ
2] âyet-i kerimesinde de "yetimler" kelimesi bu mânâda kullanılmıştır.
Fahr-i Kâinat efendimiz evlenme çağma gelen kızların da bir yetime gibi şefkat
ve merhamete lâyık ve muhtaç olduklarını ifade etmek ve insanları onlara
şefkatli davranmaya teşvik için bu çağdaki kızlar hakkında "yetîme"
tâbirini kullanmıştır.