NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ حَرْبٍ
قَالَ
حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ ح و
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
قَالَ أَخْبَرَنَا
شُعْبَةُ
عَنْ حَبِيبِ
بْنِ أَبِي
ثَابِتٍ عَنْ
عُمَارَةَ
بْنِ
عُمَيْرٍ عَنْ
ابْنِ
مُطَوِّسٍ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ ابْنُ
كَثِيرٍ عَنْ
أَبِي
الْمُطَوِّسِ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
مَنْ
أَفْطَرَ
يَوْمًا مِنْ
رَمَضَانَ
فِي غَيْرِ
رُخْصَةٍ
رَخَّصَهَا
اللَّهُ لَهُ
لَمْ يَقْضِ
عَنْهُ
صِيَامُ
الدَّهْرِ
Ebû Hureyre (r.a.),
"Rasûlullah
(s.a.v.) şöyle buyurdu." demiştir:
"Bir kimse,
Allah'ın tanıdığı bir ruhsat olmadan, ramazanda bir gün orucunu bozarsa, bütün
ömrün (yılın) orucu o günün yerini tutmaz." buyurdu.
İzah:
Buhârî, savm; Tirmizî,
savm; İbn Mâce, sıyâm; Dârimî, savm; Ahmet b. Hanbel, II, 458, 470.
Bu hadîs, ramazanın ve
ramazanda tutulan orucun fazîletine delâlet etmektedir. Maksat, ramazanda
bozulan orucun kazasının mümkün olmadığı değil, ramazandaki fazilet ve bereketin
hasıl olmadığını ifâde eder. Gerçi hadîsin zahirî manâsını alıp, bozulan orucun
kazasının mümkün olmadığını söyleyenler varsa da bu görüş pek tutunamamıştır.
Âlimler arasında,
bozulan bir orucun kazasının üç günde, on iki günde, otuz günde hattâ bin
günde mümkün olduğu söyleyenler olmuşsa da bu görüşlerin hepsinin dayanakları
çok zayıftır.
Bu konuda alınacak
sağlam görüş, dört mezhep imamının görüşüdür. Bilindiği gibi mezhep imamlarının
ittifakı ile, bilerek ve kasden orucunu bozan kişiye o günün kazası gerekir.
Hangi çeşit bozmaların keffâreti gerektirdiği konusunda farklı görüşler
vardır. Ayrıca, orucun hürmetine riâyet edilmediği için tevbe istiğfar
edilmelidir. Tabiî bunlarla ramazanda kaçırılan savâbın telâfisi mümkün
değildir. Zâten hadîs-i şerîfte ifâde edilen de budur. Ama kişinin oruç borcu
ödenir.