NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ
أَيُّوبَ
وَحَبِيبٍ وَهِشَامٍ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
سِيرِينَ عَنْ
أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ جَاءَ
رَجُلٌ إِلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
إِنِّي
أَكَلْتُ
وَشَرِبْتُ
نَاسِيًا
وَأَنَا
صَائِمٌ
فَقَالَ
اللَّهُ أَطْعَمَكَ
وَسَقَاكَ
Ebû Hureyre (r.a)'dan;
demiştir ki:
Bir adam Peygamber
(s.a.v.)'e geldi ve;
"-Yâ Rasûlallah!
Ben oruçlu iken unutarak yedim, içtim" dedi, Rasûlullah (s.a.v.);
"Sana Allah
yedirip, içirdi." karşılığım verdi.
İzah:
Buhari, eymân; Tirmizî,
savm; İbn Mâce, sıyâm; Darimî, savm
Tirmizî bu hadis için
"Hasen-sahih" demiştir. Peygamber (s.a.v.)'in, oruçlu olduğunu
unutarak yeyip içen şahsa "sana Allah yedirdi, içirdi" buyurması,
unutarak yeyip içmenin orucu bozmadığına delâlet etmektedir. Yedirme, içirme fiilleri
de doğrudan doğruya Allah'a nisbet edilmiştir. Zira kulun unutma konusunda
hiçbir ihtiyarı yoktur. Dolayısıyle unutarak yapılan bir hareket cinayet
sayılmaz. Ama kişinin kendi ihtiyarı ile yaptıkları, zahirî olarak kula nisbet
edilir. Âlimlerin büyük çoğunluğu, bu hadisi delil kabul ederek yeme, içme ve
cinsî temas gibi orucu bozan herşeyin unutularak yapılması ile orucun
bozulmayacağını söylemişlerdir. Hanefî ve Şafiî mezhebleri ile Hasen el-Basrî
Mücâhid, Evzâî, Ebu Sevr, Atâ, Tavus ve İbn Ebî Zi'b bu görüştedirler.
imam Malik ve Râbia b.
Ebî Abcfirrahman'a göre ayırım yapılmadan tüm orucu bozan şeylerin unutularak
yapılması orucu bozar ve sadece kazayı gerektirir. Bunlar imsakin orucun rüknü
olma noktasından hareketle "nasıl ki namazın unutularak da olsa bir rüknü
terkedildiğinde namaz sahih olmazsa, unutularak bozulan günün orucu da sahih
olmaz" derler. Bu görüşte olanlar açıklamakta olduğumuz hadis ve
benzerleri için, "Bunlar âhad haberlerdir kaideye muhaliftirler"
derler. Ancak bu tasvib edilmeyen bir gerekçedir. Çünkü hadis, oruç konusunda
başlıbaşına bir kaidedir.
Bazıları bu hadisteki,
"Sana Allah yedirip içirdi" ifâdesinin nafile oruçlarla ilgili
olduğunu, bazıları da bu ifadenin, "Allah sana bu fiilinden dolayı günah
yazmaz" anlamına geldiğini söylerler. Fakat bu anlayışda unutarak yemenin,
orucu bozacağı görüşünü takviye etmez. Çünkü ramazanda, unutarak yeme ve
içmenin orucu bozmayacağını ifade eden başka hadisler bulunmaktadır;
Dârekutnî, Hâkim ve Beyhakî'nin
Ebu Hureyre'den rivayet ettikleri bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle
buyurmuştur; "Ramazan ayında unutarak orucu bozan kişiye kaza da keffâret
de gerekmez."[Dârekutni, Sünen, II, 178; Hâkim, el-Müstedrek, I, 430;
Beyhâkî, es-Sünenü'l-kübrâ,IV, 229.]
"Ahnıed b. Hanbel,
Ata ve İbn Mâcişûn'a göre, unutarak yemek içmek orucu bozmaz ama unutarak cinsi
temasda bulunmak orucu bozar ve hem kaza hem de keffâreti gerektirir. Bunlar
bundan önceki babda geçen Ebu Hureyre hadisine dayanırlar. Hadisi delil alış
tarzları şudur: "Hanımıyla cinsî temasta bulunup da bunu haber veren şahsa
Hz. Peygamber bilerek mi yoksa unutarak mı olduğunu sormadan doğrudan doğruya
keffâreti emretmiştir. Şayet bilerek yapılan temasla unutarak yapılan arasında
fark olsaydı, Rasûlullah bunu araştırırdı. Evet imam Ahmed'in meseleye bakışı
böyledir. Ancak bu delil de kuvvetli değildir. Çünkü Efendimize gelen şahsın
"mahv oldum" veya "yandıni" demesi, onun bilerek temas
kurduğunu gösterir. Ayrıca hadisin bir rivayetinde Rasûlullah'ın "Allahtan
af dile" buyurduğu da kayd edilir. Bu da o şahsın bile bile cinsî temasda
bulunduğunu gösterir. Çünkü tevbe ve istiğfar ancak bilerek işlenen
günâhlardan dolayı gerekir.