NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
أَخْبَرَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ أَبِي
حُصَيْنٍ عَنْ
سَعِيدِ بْنِ
جُبَيْرٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ قَالَ
إِذَا مَرِضَ
الرَّجُلُ
فِي رَمَضَانَ
ثُمَّ مَاتَ
وَلَمْ
يَصُمْ
أُطْعِمَ عَنْهُ
وَلَمْ
يَكُنْ
عَلَيْهِ
قَضَاءٌ
وَإِنْ كَانَ
عَلَيْهِ
نَذْرٌ قَضَى
عَنْهُ وَلِيُّهُ
İbn Abbâs (r.a)'dan; demiştir
ki:
Bir adam ramazanda
hastalanır, sonra orucunu tutmadan ölürse onun yerine yemek
yedirilir, (sadaka verilir). Artık onun kazası yoktur. Eğer kişinin nezir borcu
varsa velisi onu kaza eder.
İzah:
Beyhâkî,
es-Sünenü'l-kübrâ, IV, 257.
Bu eserde İbn Abbas,
nezirle ramazan orucu arasını ayırmakta kişinin edâ edemediği nezir borcunun
velisi tarafından oruç tutarak ramazandan dolayı olan borcunun ise, fidye ile
ödeneceğini söylemektedir. Bilindiği gibi bu görüşü Hanbeliler de benimsemişlerdir.
Ancak bu eser, mevkuf olduğu için delil olamaz.