SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SAVM BAHSİ

<< 2446 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى يَعْنِي ابْنَ سَعِيدٍ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ غَلَّابٍ ح و حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا إِسْمَعِيلُ أَخْبَرَنِي حَاجِبُ بْنُ عُمَرَ جَمِيعًا الْمَعْنَى عَنْ الْحَكَمِ بْنِ الْأَعْرَجِ قَالَ أَتَيْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ وَهُوَ مُتَوَسِّدٌ رِدَاءَهُ فِي الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ فَسَأَلْتُهُ عَنْ صَوْمِ يَوْمِ عَاشُورَاءَ فَقَالَ إِذَا رَأَيْتَ هِلَالَ الْمُحَرَّمِ فَاعْدُدْ فَإِذَا كَانَ يَوْمُ التَّاسِعِ فَأَصْبِحْ صَائِمًا فَقُلْتُ كَذَا كَانَ مُحَمَّدٌ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَصُومُ فَقَالَ كَذَلِكَ كَانَ مُحَمَّدٌ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَصُومُ

 

Hakem b. el-A'rac şöyle demiştir:

 

İbn Abbas (r.a.) Mescid-i Haram'da ridasını yastık edinmiş (uzanmış) bir halde iken yanına vardım ve kendisine Aşure günü orucunu sordum:

 

"Muharrem'in hilâlini gördüğün zaman say. Dokuzuncu gün olduğu zaman, oruçlu olarak sabahla," dedi.

 

Muhammed (s.a.v.) böyle mi oruç tutardı? dedim,

 

"Muhammed (s.a.v.) böyle oruç tutardı," dedi.

 

 

İzah:

Müslim, siyam; Tirmizî, savm

 

Hakem b. el-A'râc; Tâbiundandır. Babası Abdullah b. İshaktır. A'rac dedesinin sıfatıdır. Bu zât İbn Abbas, İbn Ömer, Ebu Hüreyre ve tmran b. Husayn gibi tamnmiş sahabilerden hadis rivayet etmiştir.

 

Haberin zahirî mânâsı, Aşure gününün muharremin dokuzuncu günü  olduğuna  delâlet etmektedir.Ancak  bu Aşure gününün Muharremin110. günü olduğunu belirten hadis ve haberlere ters düşmektedir. Fakat âlimler Haberin manasının, zannedildiği gibi aşu­renin, Muharrem ayının dokuzuncu günü olduğuna delâlet etmediğini söy­leyerek, sözlerini destekler mahiyette izahlarda bulunurlar.

 

İbnü'l-Münzir bu haberin izahında şöyle der: "Bunun mânası şudur: Kişi 9. günü takib eden gecede oruca niyet eder".

 

İbnü'l-Hacer de Hz. Peygamber (s.a.v.)'in bir önceki hadiste geçen "ge­lecek seneye biz de dokuzuncu gün tutarız" sözünü hatırlatarak îbnü'l-Münzir'in görüşünü te'yid eder.

 

Bâzı âlimler ise, İbn Abbas'ın sözünü şu şekilde izah etmişlerdir:

 

İbn Abbas (r.anhuma) kendisine soru soran kişiye Aşure gününü de­ğil, Aşure orucunun tutulacağı günü anlatmak istemiştir. O günde doku­zuncu gündür. Çünkü adamın sorusu Aşure günü ile ilgili değil, Aşure orucuyla ilgilidir. Nitekim haberin, Müslim ve Beyhakî'deki rivayetlerine göre, gelen şahıs Aşure orucunu sorunca, İbn Abbas:

 

"Hangi halini soruyorsun" diye sormuş adam da;

 

Orucunu, hangi gün oruç tutacağımızı cevabını vermiştir. Soru soran şahsın;

 

Muhammed (s.a.v.) böyle mi oruç tutardı? şeklindeki sorusuna İbn Abbas'ın

 

Evet demesinin manası da "Evet, yaşasaydı, böyle tutardı" şeklinde anlaşılmalıdır. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) bundan önce geçen hadiste ertesi yıl dokuzuncu güne oruç tutmayı arzulamıştı.

 

Beyhakî, bu hadisin sonunda şunları söyler:

 

"Sanki İbn Abbas (r.anhuma) o zatın onuncu günle birlikte oruç tut­masını istemiştir. Cevabındaki, "evet" sözüyle de Hz. Peygamberin dokuzuncu-günün orucuna azmi konusunda rivayet edilen hadisi kast etmiştir."

 

Beyhakî bu sözlerine Abdurrezzak tarikiyle İbn Cerir'den, onun da Atâ'dan rivayet ettiği şu haberle delil getirmiştir! Ata, İbn Abbas'ın, "Do­kuzuncu ve onuncu günleri oruç tutun, Yahudilere muhalefet edin" dedi­ğini işitmiştir.

 

Bu izahlar, haberin, aşure gününün muharrem ayının 9. günü oldu­ğuna delâlet etmediğini göstermektedir.