NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مُحَمَّدٍ
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا
مِسْكِينٌ يَعْنِي
بْنَ
بُكَيْرٍ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
مُهَاجِرٍ
عَنْ
رَبِيعَةَ
بْنِ يَزِيدَ
عَنْ أَبِي
كَبْشَةَ
السَّلُولِيِّ
عَنْ سَهْلِ
ابْنِ
الْحَنْظَلِيَّةِ
قَالَ مَرَّ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِبَعِيرٍ
قَدْ لَحِقَ
ظَهْرُهُ
بِبَطْنِهِ
فَقَالَ
اتَّقُوا
اللَّهَ فِي
هَذِهِ الْبَهَائِمِ
الْمُعْجَمَةِ
فَارْكَبُوهَا
صَالِحَةً
وَكُلُوهَا
صَالِحَةً
Sehl b. el-Hanzaliyye'den;
demiştir ki:
Rasûlullah (s.a.v.)
(açlıktan) karnı sırtına yapışmış bir deveye rastladı da;
"Bu dilsiz
hayvanlar hakkında Allah'dan korkunuz. Onlara (binmeye) elverişli hallerinde bininiz
ve (yenmeye) elverişli hallerinde onları yiyiniz,” buyurdu.
İzah:
Sadece Ebû Dâvud
rivayet etmiştir.
Rasûl-i Zişan Efendimiz
bu hadis-i şerifte hayvanların haklarına riâyet etmenin önemine dikkatleri
çekerek, onları, aç veya susuz bırakmanın, üzerlerine güçlerinin yetmediği yük
yüklemenin Allah'ın gazabını ve azabını mucib kılacağını dile getirmiştir,
onlara ancak binmeye müsait bir hale geldikleri zaman binilebileceğini ve iyice
semirmeden kesilip yenilmelerinin doğru olmayacağını açıklamış, konuşmaktan
âciz, ağzı dili yok tabiriyle de onların merhamete ne kadar muhtaç olduklarına
çok veciz bir şekilde işaret etmiştir.