SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CİHAD BAHSİ

<< 2610 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ الْقَعْنَبِيُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ يُسَافَرَ بِالْقُرْآنِ إِلَى أَرْضِ الْعَدُوِّ قَالَ مَالِكٌ أُرَاهُ مَخَافَةَ أَنْ يَنَالَهُ الْعَدُوُّ

 

Abdullah b. Ömer (r.a.)'den; demiştir ki: "Rasûllullah (s.a.v.) Kur'an la birlikte düşman ülkesine yolculuk yapmayı yasakladı."

 

(Bu hadisin râvilerinden) Mâlik dedi ki, öyle zannediyorum ki (yasaklama) düşmanın Kur'ânı ele geçirmesi korkusundandır."

 

 

İzah:

Buhari, cihad; Müslim, imâre; İbn Mâce, cihâd; Muvatta, cihâd; Ahmed b. Hanbel II, 6,7,10,55,63,128; V, 448.

 

Hafız İbn Hacer'in açıklamasına göre hadisin sonunda bulunan "bu (yasaklama), düşmanın Kuran’ı ele geçirmesi korkusundandır." Cümlesinin Hz. Nebie mi yoksa râvilerden birine mi ait olduğu meselesi Hadis uleması arasında ihtilaflıdır. Bu sebeple bazıları bu sözü Hz. Nebie ait bir sözmüş gibi rivayet ederken bazı­ları da İmam Mâlik'e ait bir sözmüş gibi rivayet etmişlerdir. Aslında bu söz imam Malik'in bu hadisle ilgili bir açıklamasından ibarettir.

 

İbn Abdilberr'in açıklamasına göre yanında mushaf bulunan bir kim­senin, düşmana yenilmesinden korkulan küçük bir cemaat içerisinde düş­man ülkesine seyahat etmesinin caiz olmadığında tüm fıkıh uleması ittifak etmişlerdir. Ancak düşmana galip geleceğinden emin olunan bir askeri bir­lik içerisinde bulunan bir kimsenin yanındaki mushafla düşman ülkesine girip girmemesi meselesi ulema arasında ihtilaflıdır. İmam Malik bunu da caiz görmemiştir. İmam Ebû Hanife'ye göre düşmana galib geleceğin­den emin olunan bir askeri birlik içerisinde bulunan bir kimsenin yanında­ki mushafla düşman ülkesine girmesinde bir sakınca yoksa da, düşmana yenileceğinden korkulan küçük askeri birlikler içerisinde bulunan bir kim­senin mushafla düşman ülkesine girmesi caiz değildir. İmam Şafiî'ye göre ise, düşmana yenilme korkusu bulunsa da bulunmasa da, düşman ülkesine mushafla girmek tahrimen mekruhtur.

 

Bu yasağın sebebi mushafın kafirlerin eline geçmesi ve kafirlerin de ona hakaret etme fırsatını bulmaları tehlikesidir. Mushafa hakaret edilme­sine imkan verilmesinin haram olduğunda ise, ihtilaf yoktur.

 

Bu sebeple bu hadis-i Şerifin, kafire mushaf satmanın haram olduğuna delâlet ettiğine hükmedildiği gibi,kafireKur'an öğretmenin caiz olmadı­ğına hükmedenler de olmuştur. Nitekim İmam Malik kâfire Kur'an öğret­menin caiz olmadığına hükmetmiştir. İmam Ebu Hanife'ye göre ise, kafi­re Kur'an öğretmek 'kayıtsız şartsız caizdir. İmam Şafii'den bu görüşlerin ikisi de rivayet edilmiştir.

 

Mâlikîlerden bazıları "Kâfirlere delil gösterebilmek için Kur'an'ın ba­zı âyetlerini onlara Öğretmekte herhangi bir sakınca yoksa da kâfirlere Kur'an âyetlerinin bundan fazlasını öğretmek caiz olmaz." demişlerdir. Nitekim Hz. Nebiin İslama davet için Kur'an-ı Kerim'in bazı âyetle­rini Herakliyus'e göndermiş olması da bu görüşü teyid etmektedir.

 

İmam Nevevi'nin açıklamasına göre "kâfirlere içerisinde âyet bulu­nan bir mektup yazıp göndermenin caiz olduğunda ulema ittifak etmişler­dir. Fıkıh kitapları gibi içinde âyet ve hadis bulunan kitapları düşman ülkesine sokmanın caiz olmadığını söyleyenler olduğu gibi, içerisinde âyet ve hadis bulunmayan ilmi eserleri düşman ülkelerine sokmanın bile caiz olmadığını söyleyenler de vardır.[bk. Zürkâni, Şerhu'l-Muvatta, III, 287-288.]