SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CİHAD BAHSİ

<< 2616 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِيِّ عَنْ ابْنِ الْمُبَارَكِ عَنْ صَالِحِ بْنِ أَبِي الْأَخْضَرِ عَنْ الزُّهْرِيِّ قَالَ عُرْوَةُ فَحَدَّثَنِي أُسَامَةُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ عَهِدَ إِلَيْهِ فَقَالَ أَغِرْ عَلَى أُبْنَى صَبَاحًا وَحَرِّقْ

 

Usâme (r.a.)'in haber verdiğine göre,

 

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem (vefatından önce) sabahleyin (erkenden) Ubna'ya baskın yap ve yak" diye kendisine vasiyet etmiş.

 

 

İzah:

İbn Mâce, cihâd; Ahmed b. Hanbel, V, 209.

 

"Übna" Filistin'de Askalân ile Remle arasında bugün “Yükna” diye anûan bir yerdir.

 

Hz. Nebi vefatından önce buranın halkı üzerine sabahleyin şa­fak sökerken baskın yapması için Hz. Usâme'ye emir vermiştir. Bilindiği gibi, "Rasül-i zîşân efendimiz genellikle düşman üzerine şafak söktükten ve ezan sesini bekledikten sonra baskın yapardı."[bk. Müslim, sala; Tirmizi, siyer] Eğer o beldeden bir ezan sesi duyarsa ora halkının müslüman olduğuna hükmederek saldırı­dan vazgeçerdi. Fakat ezan sesi duymayacak olursa, saldırıya geçer, halkın tam bir gaflet içinde bulunduğu o vakitlerde onları kılıçtan geçirirdi. Netice itibariyle şunu söylemek istiyoruz ki mevzumuzu teşkil eden bu hadis icabında ani bir baskınla düşmanın yerini yurdunu tahrip etmenin caiz olduğuna delalet etmektedir.

 

Hz. Nebiin, Hz. Üsâme'yi Rumlarla savaşmak Üzere Şam ta­raflarına göndermesi safer ayının bitmesine üç gün kala sah günü olmuş­tur. Kısa bir süre sonra Rabiülevvel ayının onikinci pazartesi günü vefat etmiştir.[bk. Koksal Âsim, İslâm Tarihi, XI, 8, 63.]

 

İmam Şa'rânî'nin el-Mizanii'1-kübrâ'sında açıkladığına göre İmam Ebu Hanife ile îmam Malik müslümanların savaşta ele geçirdikleri düşmana ait mallan kendi Ülkelerine geçiremedikleri zaman tekrar düşman eline geç­memesi için imha etmelerinin, düşmana ait hayvanları kesmelerinin eşya­ları yakmalarının caiz olduğunu söylemişlerdir, İbn Rüşd ise imam Şafiî'­nin, müslümanlann ele geçirip de kendi ülkelerine götüremedikleri malları yakmaya cevaz verdiğini İmam Malik'in ise cevaz vermediğini söylüyor.

 

"Ağaç üç kısımdır. Birincisi, düşmanın sütre olarak faydalandığı ağaç.' Bu tür ağaçların kesilmesinin caiz olduğunda icma vardır.

 

İkincisi, kesilmesi müslümanlann aleyhine olan ağaçlar. Bunların ke­silmesi caiz değildir.

 

Üçüncüsü, kesilmesi müslümanlara fayda da zarar da getirmeyen ağaç­lar. Bu ağaçlar hakkında iki görüş vardır:

 

a) Selef-i salihine göre bu ağaçlan kesmek caiz değildir.

 

b) İmam Malik ile İmam Şafiî'ye göre ise, caizdir. Bu mevzu için 2615 numaralı hadisin şerhine bakılabilir.