NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
هَنَّادُ
بْنُ
السَّرِيِّ
حَدَّثَنَا
أَبُو
الْأَحْوَصِ
عَنْ عَاصِمٍ
يَعْنِي ابْنَ
كُلَيْبٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ رَجُلٍ
مِنْ
الْأَنْصَارِ
قَالَ
خَرَجْنَا
مَعَ رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
فِي سَفَرٍ
فَأَصَابَ
النَّاسَ حَاجَةٌ
شَدِيدَةٌ
وَجَهْدٌ
وَأَصَابُوا
غَنَمًا
فَانْتَهَبُوهَا
فَإِنَّ
قُدُورَنَا
لَتَغْلِي
إِذْ جَاءَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَمْشِي
عَلَى
قَوْسِهِ فَأَكْفَأَ
قُدُورَنَا
بِقَوْسِهِ
ثُمَّ جَعَلَ
يُرَمِّلُ
اللَّحْمَ
بِالتُّرَابِ
ثُمَّ قَالَ
إِنَّ
النُّهْبَةَ
لَيْسَتْ بِأَحَلَّ
مِنْ
الْمَيْتَةِ
أَوْ إِنَّ
الْمَيْتَةَ
لَيْسَتْ بِأَحَلَّ
مِنْ
النُّهْبَةِ
الشَّكُّ
مِنْ هَنَّادٍ
Ensar'dan bir adam dedi
ki;
Biz Rasûlullah (S.A.V.)
ilebirlikte bir yolculuğa çıkmıştık. Halka şiddetli bir açlık ve sıkıntı arız
oldu. Bir süre sonra bir koyun sürüsüne rastladılar ve onu yağma ettiler.
Tencerelerimiz kaynıyordu. Derken Rasûlullah (s.a.v.) (elindeki) yayına
dayanarak çıkageldi ve yayıyla (tüm) tencerelerimizi devirdi. (Tencerelerdeki)
etleri de toprakla karıştırmaya başladı. Sonra (şöyle) buyurdu:
"Yağmacılıktan elde
edilen bir mal(ı yemek) ölü (eti yemek) den daha helal değildir." Yahut da
(şöyle buyurdu);
“Ölü (eti yemek)
yağmacılıktan elde edilen bir mal (ı yemek) den daha helal değildir."
(Buradaki) tereddüt (ravi) Hennâd'a aittir.
İzah:
Bir önceki hadis-i
şerifin şerhinde de açıkladığımız gibi darü'l-harpte ganimet malları içerisinde
bulunan koyun, sığır gibi hayvanları mücâhidlerin kesip yemelerinde herhangi
bir sakınca yoktur. Hatta buna ihtiyaçları olmasa bile yine de bu hayvanları
kesip yemeleri caizdir. Çünkü bunlar, "yiyecek maddesi"
hükmündedirler. Dört mezhep imamının görüşü de budur. Mevzumuzu teşkil eden
hadis-i şerifte ise, Hz.Peygamberin bir seferde iken kendilerine şiddetli bir
açlık arız olan mücâhidlerin ganimet olarak ellerine geçirdikleri koyunları
kendilerine taksim edilmediği halde, keserek etlerini pişirmek üzere tencereye
koyduklarını görünce gelip kaynamakta olan tencereleri devirdiği etleri de
kumlara buladığı ifâde edilmektedir. Mezheb imamlarımızın bu meseledeki
görüşleriyle, mevzumuzu teşkil eden hadis arasında bir çelişki olduğu iddia
edilemez. Çünkü Hanefi ulemasından Ayni (r.a) nin tahkikine göre hicretin
sekizinci senesinde, Huneyn savaşında vukua gelen bu olay müstesna bir olaydır,
bu sebeple bu olayı diğerleriyle kıyas etmemek icâbeder. Zira bu olayın vukua
geldiği günlerde orada yiyecek kıtlığı vardı. Bu bakımdan o gün herkesin o
koyunların etlerine aynı derecede ihtiyacı vardı. Aliyyü'l-kari'nin
İbnü'l-Humam'dan naklettiği açıklamaya göre böyle bir durumda mücâhidlerin
hazır yiyecek maddelerinden ya da bu hükümde olan koyun ve keçi gibi hayvanlardan
taksim edilmeden önce faydalanamazlar. îşte Hz.Peygamber bu yüzden sözkonusu
etlerin yenilmesine izin vermemiştir.
Bazıları da bu meseleyi
şöyle açıklamışlardır: Müslümanlara harp ülkesinde şiddetli bir açlık isabet
edecek olursa, o zaman ganimet malları içerisinde bulunan hazır yiyecek
maddelerinden ya da bu hükümde olan koyun, keçi gibi hayvanlardan, ganimet
malları taksim edilmeden önce ihtiyaçları nisbetinde faydalanabilirler. Daha
fazlasından faydalanamazlar. Oysa sözkonusu hadise de mücahidler ihtiyaç
miktarını gözününde bulundurmadan o malları yağma suretiyle rastgele
paylaşmışlardı. Kimisi ihtiyacı kadar et elde edememişken, kimisi ihtiyacından
kat kat fazlasını ele geçirmişti. Hz.Peygamber de bu yüzden onlara
tencerelerini devirmelerini emretti.
Bu hadis-i şerifte
izaha muhtaç olan diğer bir mesele de Hz.Peygamberin tencereleri devirmesi
meselesidir. Rasûlü zişan efendimiz tencereleri devirmekle ve tencerelerdeki
etleri kumlara bulamakla askerin fevkalade muhtaç olduğu yiyecek maddelerini
imha edip, aynı zamanda bir israfa mı yol açmıştır. Yoksa bunun bir başka
anlamı mı vardır?
Hiç şüphesiz ki
Hz.Peygamberin bu hareketiyle bir israfa yol açtığı söylenemez. Çünkü
Hz.Peygamber tencereleri devirmeyi emretmekle onların içinde bulunan suyu dökmelerini
emretmiş ve bununla onları yaptıkları gayr-i meşru işten dolayı cezalandırmak
istemiştir. Etlerin kumlara bulanmasını istemekle de onların taksimden önce
yenmesini önlemiştir. Yoksa etleri imha etmemiş bunları daha sonra usulüne göre
taksim ederek tekrar mücahidlerin istifadesine sunmuştur.