NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سَعِيدُ بْنُ
مَنْصُورٍ
أَخْبَرَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
أَخْبَرَنِي
عَمْرُو بْنُ
الْحَارِثِ
عَنْ يَزِيدَ
بْنِ أَبِي حَبِيبٍ
عَنْ يَزِيدَ
بْنِ أَبِي
سَعِيدٍ مَوْلَى
الْمَهْرِيِّ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ
الْخُدْرِيِّ
أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بَعَثَ إِلَى
بَنِي
لَحْيَانَ
وَقَالَ
لِيَخْرُجْ
مِنْ كُلِّ
رَجُلَيْنِ
رَجُلٌ ثُمَّ
قَالَ
لِلْقَاعِدِ
أَيُّكُمْ
خَلَفَ
الْخَارِجَ
فِي أَهْلِهِ
وَمَالِهِ
بِخَيْرٍ كَانَ
لَهُ مِثْلُ
نِصْفِ
أَجْرِ
الْخَارِجِ
Ebu Said el-Hudri (r.a.)'den
rivayet olunduğuna göre,
Rasûlullah (s.a.v.)'Beni
Lihyan'a (karşı savaşmak üzere bir müfreze) gönder(mek iste)miş ve;
"Her iki adamdan
biri çıksın!" buyurmuş. Sonra oturan(lar)a; "Çıkanın ailesi ve malı
hakkında hanginiz hayırlı bir vekil olursa, çıkanın yarı sevabı ona
verilir" buyurmuş.
İzah:
Müslim, imâre
Hicretin dördüncü
yılında Beni Lihyân, Rı'lzekvân ve Usayya kabileleri, Peygamberimizden, kendileri için din adamları ve yardımcılar
istemişler, gönderüince de onları Bi'ri Maûne'de şehid etmişlerdi.[Koksal M.
Asım, İslam Tarihi, VI, 15.]
Nebimiz onların
öçlerini almak üzere, Beni ühyânları bulup onlara ansızın baskın yapmayı
tasarladı. Bunun için hemen sefere hazırlanmalarını ashabına emretti.[Koksal
M. Asım, İslam Tarihi, VI, 16.] İşte bu
sefer esnasında, Fahri kainat efendimiz her evde bulunan iki erkekten birinin
veya her kabiledeki erkeklerin yarısının harbe çıkıp, diğerlerinin evde
kalmasını emretmiş ve evde kalanların mücâhidlerin ailesine bakmakta
kendilerini aratmamaları ve onlara hayırlı bîr vekil olmaları halinde onların
cihadından hasıl olan sevabın yarısına nail olacaklarını ifade
buyurmuştur.[Aliyyu'1-kâri, Mirkatü'I-Mefâîtih, IV, 173.]
Bir önceki hadis-i şerifin
şerhinde de ifâde ettiğimiz gibi mücahidin aile halkının nafakasını temin eden
kimsenin, müchadin ecrinin yarısını almasından maksat, mücâhidin hissesine
düşen ecrin yarısı değildir mislidir.