NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
حَسَّانَ
حَدَّثَنَا
الْوَلِيدُ
بْنُ رَبَاحٍ
الذِّمَارِيُّ
حَدَّثَنِي
عَمِّي
نِمْرَانُ
بْنُ
عُتْبَةَ
الذِّمَارِيُّ
قَالَ
دَخَلْنَا
عَلَى أُمِّ
الدَّرْدَاءِ
وَنَحْنُ
أَيْتَامٌ
فَقَالَتْ
أَبْشِرُوا
فَإِنِّي
سَمِعْتُ
أَبَا
الدَّرْدَاءَ
يَقُولُ
قَالَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يُشَفَّعُ
الشَّهِيدُ
فِي سَبْعِينَ
مِنْ أَهْلِ
بَيْتِهِ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
صَوَابُهُ
رَبَاحُ بْنُ
الْوَلِيدِ
Nimran b. Utbe ez-Zimârî
dedi ki: Biz Ümmü'd-Derdâ'nın yanına girdik ve hepimiz yetim idik. Ümmü'd-Derdâ
(bizi görünce şöyle) dedi: "Size müjdeler olsun. Çünkü ben
Ebu'd-Derdâ'yı;,,
"Rasûlullah
(s.a.v.);
"Şehid ailesinden
yetmiş kişiye şefaat edecektir'* buyurdu, derken işittim.
Ebû Dâvud dediki; Nimrân
b. Utbe'nin yeğeninin isminin doğrusu, Rebâh b. Selîd'dir.
İzah:
Kıyamet gününde şehide,
ailesinden yetmiş kişiye şefaat etme
hakkı verilecektir. Şehidin ataları ile kendi nesJin-den gelen kimseler bu
yetmiş kişinin içine girebileceği gibi şehidin eşleri ve diğer akrabaları da
girebilir. Hafız Abdurrauf el-Münavi'nin açıklamasına göre buradaki,
"yetmiş" kelimesiyle, "yetmiş" sayısı değil çokluk
kasdedilmiştir. Binaenaleyh şehidin şefaat edebileceği kimselerin sadece yetmiş
kişi olduğunu kabul etmek doğru değildir. Hadisi "şehid kıyamet gününde
ailesinden pek çok kimselere şefaat edecektir." şeklinde anlamak
lazımdır.[bk. el-Münavi, Feyzu'l-kadir, VI, 462.]
Bu hadisin senedinde
geçen el-Velid b. Rebah isminin aslı Rebah b. el-Velid'dir. Ravilerden birisi
bu ismi naklederken yanlış nakletmiştir. Bilindiği gibi bir hadisin
ravilerinin isimlerinin veya metnindeki lafızların bu şekilde altüst edilerek
rivayet edilmesine "kalb" ismi verilir. Bu şekilde rivayet edilen
hadislerde de maklûb hadis denir.
Sâdece Ebû Dâvud
rivayet etmiştir.