NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
الْحُسَيْنُ
بْنُ
أَسْوَدَ الْعِجْلِيُّ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
آدَمَ
حَدَّثَنَا
شَرِيكٌ عَنْ
جِبْرِيلَ
بْنِ أَحْمَرَ
أَبِي بَكْرٍ
عَنْ ابْنِ
بُرَيْدَةَ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ مَاتَ
رَجُلٌ مِنْ خُزَاعَةَ
فَأُتِيَ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
بِمِيرَاثِهِ
فَقَالَ
الْتَمِسُوا
لَهُ
وَارِثًا
أَوْ ذَا
رَحِمٍ
فَلَمْ يَجِدُوا
لَهُ
وَارِثًا
وَلَا ذَا
رَحِمٍ فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَعْطُوهُ
الْكُبْرَ
مِنْ خُزَاعَةَ
وَقَالَ
يَحْيَى قَدْ
سَمِعْتُهُ
مَرَّةً
يَقُولُ فِي
هَذَا
الْحَدِيثِ
انْظُرُوا
أَكْبَرَ
رَجُلٍ مِنْ
خُزَاعَةَ
(Abdullah b. Büreyde'nin)
babasından demiştir:
Huzaa kabilesinden bir
adam öldü de mirası Peygamber (s.a.v.)'e getirildi. Bunun üzerine (Hz.
Peygamber):
"Onun varis
(leri)ni yahut da yakın(lar)ını arayıp bulunuz" buyurdu. (Fakat sahabiler)
"Ona ait bir varis yahutta bir akraba bulamadılar." Rasûlullah
(s.a.v.) de:
"Bu mirası
Huzaa'nın en yaşlısına veriniz." buyurdu.
(Ravi Yahya b. Muin)
dedi ki: Ben Mürre'nin bu hadisi bir defasında da (şöyle) rivayet ettiğini
işittim: "Huzaa kabilesinin en yaşlı adamını arayınız."
İzah:
Bir önceki hadis-i
şerifin şerhindeki açıklama bu hadis için de geçerlidir. Bu iki hadiste söz
konusu edilen hadise aynı hadisedir. Binaenaleyh hadis-i şerifte bulunan onun
varislerini yahutta yakınlarını arayıp bulunuz cümlesi aslında bir önceki
hadis-i şerifte de vardır. Bu cümledeki yakınlar kelimesi ile zevilerham
kasdedildiği için de musannif Ebû Dâvûd bu iki hadisi zevilerham, babında
zikretmiştir.
Başka bir deyişle Ebû
Davud'a göre; bu iki hadiste mevzûmuzun
bab başlığıyla ilgisini
"yakınlar"
kelimesi teşkil etmektedir.
Dolayısıyla bu iki hadis bir önceki hadis gibi varisi bulunmayan bir kimsenin
mirasının zevilerham denilen yakınlarına kalacağına delalet etmektedir.