NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ حَبِيبٍ
الْمُعَلِّمِ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
شُعَيْبٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ جَدِّهِ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَمْروٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَا
يَتَوَارَثُ
أَهْلُ مِلَّتَيْنِ
شَتَّى
Abdullah b. Amr'dan
demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.)
"İki (ayrı) dinin
mensupları birbirlerine mirasçı olamazlar. buyurdu.
İzah:
Tirmizî, feraiz; İbn
Mâce, feraiz; Darimî, feraiz; Ahmed b. Hanbel 11-195.
Hadis-i şerifin genel
ifadesinden anlaşılan mana hiçbir din sâlikinin diğer bir din salikine mirasçı
olamayacağıdır. Nitekim, ez-Zührî ile İbn Ebî Leyla ve Ahmed b. Hanbel bu
hadise dayanarak bu hükme varmışlardır.
Ulemanın ekseriyeti;
"İnkar edenler birbirlerinin velisidirler "[Enfâl 73] âyetini delil
getirerek ehl-i küfrün tek bir millet olduğuna ve dolayısıyla kâfirlerin
birbirlerine varis olabileceğini söylemişlerdir.
Bu mevzuda Bezlü'l
Mechud yazarı şöyle diyor: "Metinde geçen iki din anlamına gelen milleleyn
kelimesinden maksat, İslamiyet ile küfürdür. İslamiyet başlıbaşına bir din
olduğu gibi Islamın dışında kalan dinlerin tümü de küfrü temsil eden tek bir
dindir. Bir kâfir bir müslümana mirasçı olamadığı gibi, bir müslüman da bir
kâfire mirasçı olamaz. Fakat İslamın dışındaki insanların tümü birbirlerine
mirasçı olabilirler.
Hanefi ulemasıyla İmam
Şafiî'nin görüşü budur. İmam Ahmed'le İmam Malik'e göre müslümanların dışındaki
insanlar da birbirlerine varis olamazlar. En sağlam rivayete göre, İmam
Malik'in görüşü şudur: "Ehl-i kitabın hepsinin dini başlıbaşına müstakil
bir din olduğu gibi, bunların dışında kalan müşrik ve putperestlerin tümü de
bindinden sayılırlar. Bu bakımdan bir yahudi bir hrıstiyana yahut ta bir
hrıstiyan bir yahudiye varis olamaz. Ancak bir hrıstiyan yine bir hrıstiyana
bir yahudi de yine bir yahudiye varis olabilir. Fakat ehl-i kitabın dışındaki
müşriklerin hepsi de birbirlerine varis olabilirler. el-Düsûkî isimli eserde
anlatılan budur."
Hanbelilere göre; her
inanç sistemi başlı başına ayrı bir dindir. Bunların mensupları ancak kendi
aralarında birbirlerinin varisi olabilirler. Diğerleri birbirinin varisi
olamazlar.
Mürtedin mirasına
gelince, Hanefi imamlarından trna$ ^nsufile İmam Muhammed'e göre, mürtedin hem
irtidad etmeden önceki;kazandığı malı, hem de irtidad ettikten sonra kazanmış
olduğu malı, müslütnan olan yakınlarına kalır. İmam Ebû Haıiife'ye göre onun
irtidad etmeden (Islamiyetten dönmeden) önce kazanmış olduğu malı müslümanlara
kalırsa da irtidad ettikten sonra kazanmış olduğu malı da savaşmadan müslümanların
eline geçen ganimet (fey) hükmündedir. İmam Malik'le tmam Ahmed ve tmam Şafiî'ye
göre mürtedin malı bir ganimet olarak hazineye kalır.