SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

HARAC – İMARA – FEY’ BAHSİ

<< 3034 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا ابْنُ السَّرْحِ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ قَالَ مَالِكٌ وَقَدْ أَجْلَى عُمَرُ رَحِمَهُ اللَّهُ يَهُودَ نَجْرَانَ وَفَدَكَ

 

(yine İmam) Malik, dedi ki: Hz. Ömer gerçekten Necran ve Fedek yahudilerini (Necran ve Fedek'ten) sürüp çıkardı.

 

 

İzah:

Daha önce 3000-3003 numaralı hadis-i şeriflerde yahudilerin Medine'den sürgün edilişleri ve bunun sebepleri açıklanmıştı. Mevzumuzu teşkil eden bu babdaki hadis-i şeriflerde ise, yahudilerin, hıristiyanların ve diğer müşriklerin Arabistan yarımadasından çıkarılmala­rı, orada müslümanlardan başka kimsenin bırakılmaması, kısaca Arabistan yarımadasının müşriklerden temizlenmesi açıklanmaktadır. 3029 numaralı hadis-i şerifin şerhinde de açıkladığımız gibi, Rasûlüllah (s.a.v.) vefatları esna­sında, bütün müşriklerin Arap yarım adasından çıkarılmasını vasiyet edin­ce, bu vasiyetin yerine getirilmesi icabettiğinden Arap yarım adasında bulu­nan müşrikler oradan çıkarılmışlardır.

 

Hıristiyanlar, Hz. İsâ Allah'ın oğludur dedikleri için, Yahudiler de Uzeyr, Allah'ın dğludur, dedikleri için müşrik sayıldıklarından, yahudilerle hıristiyanlar oradan sürgün edilmişlerdir.

 

Tarih kitaplarından açıklandığı üzere bu sürgün, Hz. Ömer devrinde ger­çekleştirilebilmiştir.

 

Rasûlü Ekrem'in vasiyyeti gereği, müşriklerin elçi olarak Arab yarım adasına girmelerine izin verilmiş ve Hz. Nebi devrindeki gibi onlara devlet bütçesinden masraf edilerek ikramda bulunulmuştur. Ancak onların hac mevsiminde, haram sınırlarına girmeleri caiz görülmemiştir. Arabis­tan sınırları içerisine yerleşmelerine ise asla izin verilmemiştir.

 

Hadis sarihlerinin açıklamasına göre, 3032 numaralı hadis-i şerifte müslümanların küfür diyarına yerleşmeleri ve kâfirlerin küfür alameti olan bir takım sembolleri İslâm diyarında izhar etmelerine izin verilmesi yasaklan­maktadır. Binaenaleyh bir müslümanın, keyfi olarak bir küfür diyarına yer­leşmesi caiz olmadığı gibi, kâfirlerin İslam diyarında küfür alameti olan bir takım sembolleri taşımalarına ya da reklam etmelerine izin verilmesi de caiz değildir.

 

Arap yarımadasının sınırları hakkında çeşitli görüşler vardır. Hanefi âlim­lerine göre, bu sınırlar şöyledir: "Arap yarımadası Tihame, Necid, Hicaz, Uruz ve Yemen olmak üzere beş bölgeye ayrılır. Tihame; Hicaz'ın güney böl­gesidir. Necid: Hicaz ile Irak arasında bulunan bölgedir. Hicaz: Yemen dağ­larından başlayıp Şam'a kadar devam eden bölgedir. Bu bölgede Medine ve Amman şehirleri vardır. Uruz: Yemame dahil olmak üzere Bahreyn'e kadar uzanan bölgedir. Hicaz'a: Necid ile Yamame arasını ayırdığı için "Hicaz" adı verilmiştir.[Davudoğlu A. İbn Abidin tercümesi VIII-456.]

 

Buralarda bir kilise yada bir sinogog'un bulundurulmasına izin veril­mediği gibi, bu sınırlar içerisinde köylerde ve şehirlerde şarap ve domuz sa­tılamaz. Müşriklerin burada mesken sahibi olup yerleşmelerine izin ve­rilemez.[el-Kâsânî, Bedayiussânayi' VII-114.]

 

Esmai'ye göre, Arap yarımadası uzunluğuna Yemen'in öteki ucundan Irak'ın Rif ine kadar, genişliğine de Cidde'den Şam'ın etrafına kadar olan yerlerdir. Buna Cezire yani ada denilmesi etrafı üç taraftan denizlerle geri kalan yerleri de nehirlerle çevrili olduğu içindir. Araplara nisbet edilmesi ise Islamiyetten önceki devirlerde de arapların yurdu olduğundandır.[Davudoğlu A. Sahih-i Müslim, Tercüme ve Şerhi V11I-197.]