SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

HARAC – İMARA – FEY’ BAHSİ

<< 2956 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ أَبِي سَلَمَةَ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَقُولُ أَنَا أَوْلَى بِكُلِّ مُؤْمِنٍ مِنْ نَفْسِهِ فَأَيُّمَا رَجُلٍ مَاتَ وَتَرَكَ دَيْنًا فَإِلَيَّ وَمَنْ تَرَكَ مَالًا فَلِوَرَثَتِهِ

 

Cabir b. Abdillah’dan demiştir ki Nebi (S.A.V.) (şöyle) buyururmuş:

 

“Ben bir müslüman'a kendisinden daha yakınım. (müslüman) bir kişi (arkasında) borç bırakarak ölürse (onu ödemek ) bana (düşer.Müslümanlardan) bir kimse (arkasında) mal bırakacak olursa (o mal da onun) mirasçılarına aittir.

 

 

İzah:

Buhari, feraiz, kefale, istikraz, tefsir; Müslim, Cuma, feraiz; Tirmizi, feraiz, cenaiz; Nesai, cenaiz; İbn Mace, Mukaddime, Sadakat, feraiz

 

Cabir r.a.’den rivayet olduğuna göre, Nebi efendimiz İslamiyetin ilk yıllarında borçlu olarak ölen kimselerin cenaze namazının kılmazmış. Bir gün borçlu olarak ölen bir kimsenin cenazesi getirilmiş te Nebi efendimiz:

 

“Bu adamın borcu varmıdir?" diye sormuş, halk

 

"Evet iki dinar borcu var" deyince (onun namazını kılmak istememiş ve)

 

"Kardeşinizin namazım kılınız” buyurmuş. (Orada hazır bulunan) Ebû Katâdenin

 

"Ey Allah'ın Rasûlü, o borcu ben yükleniyorum" demesi üzerine, Onun cenaze namazını kıldırmış.[Buhari, feraiz, Zekat, kefale; Müslim feraiz; Ebû Davûd, vesaya; Nesâi, Cenaiz; İbn Mace, Sadakat, Ahmed b. Hanbel, II, 70.]

 

Fakat daha sonraları İslâm fütuhatı gelişip İslam devleti zenginleşince, Nebi efendimiz

 

"Ben müslüinanlara kendilerinden daha yakınım. Kim bir borç bıra­kırsa ödemesi bana düşer. Kim de bir mal bırakırsa mirasçılarınındır." buyurarak[Mansûr Ali Nasıf, el-Tac licamiul-usûl, 11-226] bu uygulamayı yürürlükten kaldırmıştır.[Miras Kamil, Tecrid-i sarih tercemesi, VII-390.]

 

Metinde geçen "ene evlâ bikülli mü'minin" cümlesi Ahzâb sûresinde şu manaya gelen lafızlarla ifade buyurulmuştur. "Nebi mü'minlere canlarından ileridir."[Ahzâb 6]

 

Rivayete göre Rasûl-ü Ekrem Efendimiz Tebük seferine gidileceğini ilan edince bazı kimseler ailelerinden izin isteyeceklerini söylemişler. Bunun üze­rine bu âyet-i kerime indirilerek "Nebiin emr u irşadı mü'minlere ne­fislerinin delaletinden daha hayırlıdır.[Ahzâb 6] buyurulmuştur.

 

İbn Abbas (r.a.) ile Atâ b. Ebî Rebâh bu âyet-i kerimeyi şöyle tefsir et­mişlerdir. "Rasûl-u Ekrem mü'minleri bir şeye davet eder, nefisleri de baş­ka bir şeye davet ederse, Rasûlullah'ın davetine icabetmek nefislerinin arzusuna uymaktan daha hayırlıdır." Müfessir, Mukatıl'den de "Peygam­ber (s.a.v.)'in emirde irşadına uymak, mü'minlerin

bazısının diğer bazısının fikir ve içtihadına uymasından daha hayırlıdır." suretinde bir tefsir nakledilmiştir.[Miras Kamil, Tecrid-i sarih tercemesi, VII, 391.]